ويكيبيديا

    "أنّه من الصعب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zordur
        
    • kadar zor olduğunu
        
    • zorlanıyorum
        
    Bir insanın nasıl tepki vereceğini tahmin etmek çok zordur. Open Subtitles أظنّ أنّه من الصعب التنبؤ بردّة فعل أحدهم
    Ölüysen eğer harcaması zordur derler. Open Subtitles يقولون أنّه من الصعب إنفاق المال عندما تكون ميّتاً
    Şimdi ise değiştiğini söylüyor. Ama bunu yapabilen bir adama güvenmek çok zordur. Open Subtitles والآن يقول بأنه قد تغيّر، ولكن الرجل الذي يفعل ذلك أجد أنّه من الصعب أن اثق به
    Çalıştırmanın bu kadar zor olduğunu bilseydim, hiç durdurmazdım. Open Subtitles لو كنت أعرف أنّه من الصعب تشغيله لما أوقفته من البداية
    Maria, emir vermen gerektiğini düşündüğün bir yerde emir almanın senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعلم أنّه من الصعب عليك أن تتلقي الأوامر بينما تشعرين أنّ عليك إصدارها
    Yüzüne bakmakta zorlanıyorum. Çünkü suratına bir tane çakmayı çok istiyorum. Open Subtitles أجد أنّه من الصعب النظرُ إلى وجهك لأنّي أريدُ أن ألكمهُ بشدّة
    Her zaman sınırların içinde kalmak zordur. Open Subtitles الأمر برمته، أنّه من الصعب أن نظل دائمًا على الحدود
    Sizin için her şey demek olan birini bulmak zordur. Open Subtitles أعني أنّه من الصعب أن يجد المرء إنسانًا يعني له الدنيا وما فيها.
    "Hırpalamak" gibi laflar kullanırken sert çocukmuş gibi görünmek ne kadar zordur, bilir misin? Open Subtitles هل تعلم أنّه من الصعب أن تقول لرجلٍ ما كلمة "أحمق"؟
    Nasıl hissetiğini biliyorum dediklerinde insanlara inanmak zordur. Open Subtitles أعلم أنّه من الصعب تصديق الناس عندما يقولون ... "أعرف ما تشعر به"
    Şunu demek istedim inandırıcı bir roman yazmak son derece zordur bir şekilde farklı olayları kurgulamak okuyucunun dikkatini çeker. Open Subtitles قصدتُ أنّه من الصعب جدّاً كتابة رواية مقنعة تمزج بين الحقيقة والخيال... -بطريقة تجذب إهتمام القارئ .
    Bugün bunları hayal etmek senin için zordur ancak bir dönem sıradan Amerikalılar, güvenlik ve canlarından endişeliydi, Ajan Smith. Open Subtitles أعلم أنّه من الصعب عليك تصوّر هذا اليوم، لكن كان هناك وقت... حيث كان المواطن العاديّ قلقاً بشأن أمانه وبقاؤه، عميل (سميث).
    Maria, emir vermen gerektiğini düşündüğün bir yerde emir almanın senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعلم أنّه من الصعب عليك أن تتلقي الأوامر بينما تشعرين أنّ عليك إصدارها
    Gözetimde değilken bile yaptığımız işin ne kadar zor olduğunu biliyorum ama yine de bazılarınızın zaten tanıdığı İç İşleri'nden Detektif Ivan Lewis'e sıcak bir karşılama yapmanızı bekliyorum. Open Subtitles أنا أعلم أنّه من الصعب كفاية ما نفعله بدون مراقب علينا حينما نفعله ومع ذلك... أحبُ أن أرحب بالمحقق (إيفان لويس) من الشؤون الداخلية
    Hırsımı kontrol etmekte zorlanıyorum. Çok hırslı biriyimdir. Open Subtitles الأمر فقط هو أنّه من الصعب لي التحكم بإنفعالي، فأنا شخصٌ إنفعالي للغاية
    Nedense buna inanmakta zorlanıyorum. Teşekkürler. Open Subtitles بطريقة ما، أجد أنّه من الصعب تصديق ذلك
    Buna inanmakta zorlanıyorum. Open Subtitles أجد أنّه من الصعب تصديق ذلك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد