Burada bir süredir yalnız olduğunuzu biliyorum efendim. | Open Subtitles | أعلم أنَّكَ كُنتَ لوحدكَ لمدّة, يا سيدي. |
Billy Marshall. Olay yaşandığında içeride olduğunuzu söylediğinizi sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدتُ أنَّكَ قلت أنَّكَ كنتَ بالداخل عندما حدثَ الأمر |
36 erdemli kişiyi arayan grubun bir üyesi olduğunuzu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنَّكَ جزء من مجموعة تتتبع الـ 36 الصالحين |
Çok stres altında olduğunuzu ve o stresin sizin zihninizi kışkırttığını ve karıştırdığını düşünüyorum. | Open Subtitles | ما أعتقده... هو أنَّكَ تحتَ ضغط هائل أنتَ تضغط على نفسكَ كثيراً لدرجة أنَّ عقلكَ يحاول التفكير بجميع الأمور مرّة واحدة |
Orada olduğunuzu biliyorum, Bay Frobisher. Lütfen cevap verin. | Open Subtitles | (نعلم أنَّكَ في الداخل, يا سيد (فوربشر جاوبني لو سمحت |