Polis meşru müdafaa olduğuna asla inanmaz. | Open Subtitles | الشرطة لن تصدق أنَّهُ كانَ دفاعاً عن النفس. |
Dosyalama sistemimizin değişmesi gerektiğine eminim artık bütçemiz de olduğuna göre, değişiklik zamanı geldi. | Open Subtitles | أنا متأكد أنَّ نظام الإيداع يحتاج إلى ترتيب، والآن بما أنَّهُ لدينا الموارد المالية، يجب على الأمور أن تتغير. |
Bence dev bir deve kuşu saldırısı olduğuna ikna edebilirsin. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنَّهُ بإمكانكَ إقناعه أنَّهُ تمّت مُهاجمته مِن قبل نعامة كبيرة. |
Lastiğin dalın altında olması gerektiğini biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنتَ تعلم أنَّهُ من المفترض أن يكون الدولاب بالجزء السفلي من الفرع، صحيح؟ |
Topuklarını kesmemiz gerektiğini söylemiştim. | Open Subtitles | هل حالفكَ الحظ؟ أخبرتكم أنَّهُ سيخدعنا |
İçinde herkesin zevkine uygun bir şarkı olduğuna eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنَّهُ يوجد أغنية بداخله يمكن أن ترضي ذوق الجميع |
1988 olduğuna emin misin? | Open Subtitles | هل أنتَ مُتأكد أنَّهُ كان في عام 1988؟ |
Doğru olduğuna inandığın şeyi söyle dedim. Kafam karışmıştı. | Open Subtitles | أخبرتكَ أن تقول ما تصدق أنَّهُ حقيقي |
Bunun güvenli olduğuna emin misin? Bizi parçalamak için gelen bir Tyrannosaurus yok değil mi? | Open Subtitles | هل أنتِ متأكدة أنَّهُ من الآمن فتحه وأنَّهُ لن يدخل "تيراناسوريس" إلى هنا؟ |
Orada olduğuna emin miyiz ki? | Open Subtitles | هل تعتقد أنَّهُ في الداخل حتى؟ |
AIDS olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | نظنُّ أنَّهُ مصابٌ بالإيدز |
Allen olduğuna emin misin? | Open Subtitles | هل أنتَ متأكد أنَّهُ كانَ (آلين)؟ |
Bana, dışarı çıktığımda... en iyi lanet restoranı bulmam gerektiğini... ve birşeyler denemem gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | ...أخبرني أنَّهُ عندما أخرج ...عليّ أن أعثر على أفضل المطاعم الموجودة وأجرب بعض الأطباق |
İşe gitmeniz gerektiğini biliyorum ama bu sadece bir dakikanızı alır. | Open Subtitles | أعلم أنَّهُ عليكم الذهاب للعمل ...لذا سآخذ دقيقة من وقتكم وحسب ...إذاً |
Gelmen gerektiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | وأعتقدُ أنَّهُ يجدرُ بكـِ المجئُ معيَ |