ويكيبيديا

    "أنّ الأمور" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • işlerin
        
    • şeylerin
        
    • yoluna girecektir
        
    • olabileceğini düşünemiyorum
        
    Belki de bir süreliğine işlerin senin için zorlaşacağı anlamına geliyordur Open Subtitles قد يعني هذا أنّ الأمور ستكون أكثر صعوبة عليك لبعض الوقت
    Aklımda olan, varlıklı olmasaydım işlerin ne kadar daha kötü olacağı. TED ما يدور في ذهني هو أنّ الأمور كانت ستكون أسوأ لو لم أكن غنيًّا.
    Üzgünüm, işlerin bu kadar kontrolden çıkacağını hiç düşünmemiştim. Open Subtitles أنا آسف، لم أكن أعرف أنّ الأمور ستخرج عن السيطرة
    Evlendiğimizde bazı şeylerin değişeceğini düşünmüştüm. Open Subtitles ظننتُ أنّ الأمور ستتغيّر حالما نمشي على الممر.
    Eminim ki işler yoluna girecektir. Open Subtitles أتعلم؟ أنا متأكّدة... من أنّ الأمور ستؤول إلى خير
    Tüm bu annelik, Storybrooke ve tüm bu buz problemi ile ilgili sorumlulukların senin için ne kadar kafa karıştırıcı olabileceğini düşünemiyorum bile. Open Subtitles لا أتخيّل كم أنّ الأمور معقّدة مع مسئوليّاتك الجديدة كوالدة ومسئوليّات "ستوري بروك"...
    Birbirimize gerçekleri söylediğimizde işlerin daha iyi gideceğine karar verdik. Open Subtitles قرّرنا أنّ الأمور تنجح بشكل أفضل عندما يخبر الناس بعضهم البعض بالحقيقة
    Oraya gidip işlerin iyi gittiğinden emin olmalısın. Open Subtitles لكن والدك بحاجتك. لذا قد إلى هناك و احرص أنّ الأمور تسير بهدوء.
    Son zamanlarda aramızda işlerin pek kolay ilerlemediğini biliyorum. Open Subtitles أعلمُ أنّ الأمور لم تكن يسيرةً بيننا مؤخراً
    Buralarda işlerin iyiye gitmesine dayanamıyorsun, değil mi? Open Subtitles لا تُطيقين الواقعَ أنّ الأمور تحسّنَتْ هنا، أليس كذلك؟ تحسّنَتْ؟
    İşlerin yoluna girdiğini düşünmekle bu sefer ben mi delilik ediyorum yoksa? Open Subtitles أأنا مجنونة للتفكير أنّ الأمور يُمكن أن تُصبح أفضل الآن؟
    İşlerin aranızda biraz zorlandığını biliyordum ama ama durumu düzelttiğinize inanıyorum. Open Subtitles أعلم أنّ الأمور بينكما متعسّرة، لكنّي أثق أنّكما ستحلّاها.
    Çektiğin mesajın tonundan bu sabah işlerin iyi gitmediğini mi anlayayım? Open Subtitles لقد فهمتُ من مضمون رسالتكِ أنّ الأمور ليست على ما يرام هذا الصباح؟
    Kâhin biz yol alırken bir şeylerin değişebileceğini söylemişti fakat kesin olan tek şey öleceğim. Open Subtitles قالت العرّافة أنّ الأمور يمكن أنْ تتغيّر في مسارنا لكنّ الأمر الحتميّ الوحيد هو موتي
    İyi insanların başına iyi şeylerin gelmesi, dünyanın bir sihri olması, ve bunun, alçak gönüllü ve erdemli insanlara miras kalması gibi. Open Subtitles {\pos(192,215)}فكرة أنّ الأمور الخيّرة تقع للناس الأخيار، وأن هنالك سحر في العالم، وأن المستقيمون والصالحون من سيرثونه
    Ama umarım sen de bazı şeylerin değişmesi gerektiğini biliyorsundur. Damon değişmek zorunda... Open Subtitles أدركُ ذلك ، لكنـّي آمل أنّ تعلم أنّ الأمور قدّ تغيرت ، يجب أنّ يتغير (دايمُن).
    Şu anda durum pek iyi görünmüyor, ama sonunda her şey yoluna girecektir. Open Subtitles انصت، يا (شريك)، أعلم أنّ الأمور عصيبة الآن. لكن الأمور دوماً تعود لنصابها في النهاية، سترى ذلك.
    Eminim işler yoluna girecektir. Open Subtitles أنا واثقة أنّ الأمور ستتغيّر.
    Tüm bu annelik, Storybrooke ve tüm bu buz problemi ile ilgili sorumlulukların senin için ne kadar kafa karıştırıcı olabileceğini düşünemiyorum bile. Open Subtitles لا أتخيّل كم أنّ الأمور معقّدة مع مسئوليّاتك الجديدة كوالدة ومسئوليّات "ستوري بروك"... ومشكلة الجليد هذه العبء ثقيل حتّى على (سنو وايت)

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد