Ama diğer insanlara başarılı şekilde bulaştıktan sonra sanırım virüs binaya hapsedildiğini sezdi. | Open Subtitles | لكن بعد أصاب أناس آخرين بالعدوى بنجاح، أعتقد أنّ الفيروس يحسّ الآن أنّه محاصر داخل المبنى، |
Hep bir adım öndeydi, hemen dışarıda, sistemi her yeniden başlatışımızda virüs yeniden yüklenirken yeterli yakınlıktaydı. | Open Subtitles | بما أنّه يُدير الوضع من الخارج، فإنّه قريب كفاية لدرجة أنّ الفيروس يُعيد تحميل نفسه كلّما أعدنا تحميل النظام. |
virüs yayılmaya başladığından beri karantinanın her yerine ulaşmış olabilir. | Open Subtitles | بمَ أنّ الفيروس إنتشر، قد يكون في أيّ مكان داخل الحاجز الوقائيّ. |
virüs DNA çoğaltıcıdaki hedef diziliminin içinde tam olarak mutasyona uğramıştı, ama test sonucu yanlış çıkmış. | Open Subtitles | صادف أنّ الفيروس يتحوّل تمامًا داخل تسلسل الهدف لمَشْرَع المُدوّر الحراريّ، مّما نتج عنه نتيجة سلبيّة كاذبة. |
Muhtemelen virüs o sistemlerde çok fazla yayılmış yani izole edilirse gemiyi uçurmayı imkânsız hâle getiriyor. | Open Subtitles | الأرجح أنّ الفيروس انتشر فيها بعمق بحيث أنّ عزله... سيجعل التحليق بالمركبة أمرًا مستحيلاً |
virüs kendisini gemiye yüklemiş olmalı. | Open Subtitles | يبدو أنّ الفيروس انتقل إلى مركبته |
Hava yolu ile bulaşan bir virüs olduğunu buldular. | Open Subtitles | عرفوا أنّ الفيروس ينتقل جواً. |
Sence virüs bunu umursuyor mu? | Open Subtitles | -أتعتقد أنّ الفيروس يهتمّ بذلك؟ |