Bu tür durumlarda, 'denge' çok abartılı bir tahmin yapar, yani herkes herkesin altında bir sayı tutmak ister, dolayısıyla herkes sıfırı seçer. | TED | في هذه الحالة، التّوازن يقوم بتنبّؤ جريء، وهو أنّ كلّ شخص يريد أن يكون أقلّ من الآخرين، لذلك سيختارون الصّفر. |
Geri kalan herkesin öldüğünü, kendinin de ölmüş olması gerektiğini ve herkes öyle düşünürse daha iyi olacağını söyledi! | Open Subtitles | أخبرنا أنّ كلّ شخص آخر قد مات، و أنه كان عليهِ أن يموت، |
Ama bunun insana gösterdiği şey herkesin, her şeyin bir hikayesi var şu senin çöp adamın da dahil buna. | Open Subtitles | لكنّه يُخبرنا أنّ كلّ شخص وكلّ شيءٍ لديه قصّة، بما في ذلك رجل العصا خاصّتكِ. |
Evet ama bir de tanıdığınız yada tanıyacağınız herkesin öleceğini düşün. | Open Subtitles | أجل، أجل، لكن تخيلوا الآن أنّ كلّ شخص عرفتموه يوماً أو ستعرفونه سيموت. |
herkesin ikinci bir şansı hak edeceğini söyleyen sen değil miydin? | Open Subtitles | ألستِ القائلة أنّ كلّ شخص يستحقّ فرصة ثانية؟ |
Zambrano, herkesin onu bir mafya olarak gördüğünü ve kimsenin yaptığı iyi şeylere dikkat etmediğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال (زمبرانو) أنّ كلّ شخص ظنّه رجلًا حكيمًا، ولم ينظر أحد قطّ إلى أفعاله الحسنة. |
Cooper ile ilgili herkesin bir teorisi var gibi. | Open Subtitles | يبدو أنّ كلّ شخص لديه نظرية حول (كوبر). |