Bir daha söylüyorum Kelso, tişörtsüz takım olmayı kabul edecek kadar enayi değilim. | Open Subtitles | مرةً أخرى، كيلسو، أنت لَسْتَ ذاهِباً إلى إخدعْني إلى أنْ أكُونَ جلودَ. |
Bu sıralarda şube müdür yardımcısı olmayı umuyordum. | Open Subtitles | أنا كان يُفترض أنْ أكُونَ نائب المفوّضَ حتى الآن. |
Evimde olmayı ne kadar çok sevdiğimi ancak bambaşka bir yerde bir süre geçirirsem anlarım. | Open Subtitles | أنا مَا أدركتُ كَمْ حَببتُ أنْ أكُونَ في البيت، أنا كُنْتُ مختلفُ جداً لبَعْض الوقتِ. |
Öyle deme, melek olmaktan nefret ediyorum. | Open Subtitles | لا تَقُلْ ذلك. أَكْرهُ أنْ أكُونَ ملاكَ. |
Ama gene de, toprağın üstünde olmak altında olmaktan iyidir. | Open Subtitles | حَسناً، هو أفضلُ أنْ أكُونَ فوق الأرض لاتحتها. |
-Çünkü ben konuşmanın merkezinde olmaktan hoşlanırım ve bunun için bazen konuşmayı süslemek gerekir. | Open Subtitles | أَحْبُّ أنْ أكُونَ المركزَ محادثةِ. أحياناً أنت يَجِبُ أَنْ تُزيّنَ لبَقاء مُمَركَزِ. شيء أكثر واحد. |
Bir şirketi yönetmenin, aile reisi olmaya ne kadar benzediğini hiçbir zaman farkedememişim. | Open Subtitles | أنا مَا أدركتُ كَمْ ركض شركة مثل أنْ أكُونَ أبَّ عائلة. |
İtiraf edeyim, bu ailenin bir parçası olmayı çok seviyorum. | Open Subtitles | أنا رأي جيد، أَحبُّ أنْ أكُونَ جزء هذه العائلةِ. |
Çocuklarımla olmayı sıkıcı bulmam konusunda. | Open Subtitles | حول... كَمْ أَجِدُ أنْ أكُونَ مَع أطفالِي أحياناً لِكي يَكُونَ نوعَ... التَجْويف؟ |
Erişilemez olmayı özlüyorum. | Open Subtitles | أَتغيّبُ عن أنْ أكُونَ مستحيل الوصول. |
Ben sokaklarda olmayı seviyorum. | Open Subtitles | أَحْبُّ أنْ أكُونَ خارج على الشارعِ. |
Bunu yapabiliyor olmayı seviyorum. | Open Subtitles | أَحبُّ أنْ أكُونَ قادر على عْمَلُ ذلك |
Çekici olmayı seviyorum. | Open Subtitles | أَحبُّ أنْ أكُونَ جذّابة |
Meslektaşlarımla olmaktan zevk duyarım. | Open Subtitles | أَتمتّعُ بدائماً أنْ أكُونَ في شركةِ الزملاءِ. |
- İyi avcı olmaktan nefret ediyorum. | Open Subtitles | أَكْرهُ أنْ أكُونَ الشخص الجيد أما بالنسبة للدورية |
Evet hissettirdi, ve onunla olmaktan keyif aldım. | Open Subtitles | نعم هي عَمِلتْ. وأنا حَببتُ أنْ أكُونَ مَعها. |
Olabilir ama zaten yaşlıların yanında olmaktan rahatsızlık duyuyordum. | Open Subtitles | - جيّد، لَرُبَّمَا لذا. لَكنِّي ما كُنْتُ مرتاحَ أنْ أكُونَ حول كبار سنّ إبتداءً، |
Senin karın olmaktan gerçekten nefret ettim. | Open Subtitles | أَكْرهُ حقاً أنْ أكُونَ زوجتَكَ. |
Erkek olmaktan nefret ediyorum. | Open Subtitles | أَكْرهُ أنْ أكُونَ الرجلَ. |
Patron olmaya bayılıyorum. | Open Subtitles | - تَعْرفُ، أَحبُّ أنْ أكُونَ مسؤول. - أوه، هَلّ بالإمكان أَنْ أَلْعبُ قاعدةً ثانيةً؟ |
Özel okul kızı olmaya bayılıyorum. | Open Subtitles | أَحبُّ أنْ أكُونَ تلميذة مدرسة خاصّة |