"أن أعرف أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

• olduğunu bilmek
• nerden bileceğim
• tahmin etmeliydim
• olduğunu bilmeliydim

Benim hayatımdan daha kötü bir hayata sahip birinin olduğunu bilmek oldukça sevindirici.
من الرائع أن أعرف أن هناك من يعيش حياة تعيسة أكثر مني

Ama kapının suratıma kapalı olduğunu bilmek güzel.
لكن من الجيد أن أعرف أن هذا الباب أغلق بكل تأكيد

Neyin doğru olduğunu anlayan ve onun savaşan insanların olduğunu bilmek çok güzel.
و من الجيد أن أعرف أن هناك أشخاص يفهمون ما هو صحيح و مستعدون للقتال من أجل ذلك

Peki verdiğin bilginin şarabın kadar kötü olmadığını nerden bileceğim?
كيف لي أن أعرف أن معلوماتك ليست سيئة بقدر نبيذك

Senin de benim düşündüğüm gibi düşüneceğini tahmin etmeliydim.
كان عليّ أن أعرف أن فكرتك ستكون مثل فكرتي

Coverton'ın kocaman bir yalancı olduğunu bilmeliydim.
كان علي أن أعرف أن كوفيرتن كذاب كبير

Burada arkadaşlarımın ve hatta gerçek bir ağabeyimin olduğunu bilmek çok güzel.
من اللطيف أن أعرف أن لدي أصدقاء رائعين هنا وأخ حقيقيّ

Bana vereceğin tavsiyelerin benim çıkarlarım için en iyisi olduğunu bilmek istiyorum.
أريد أن أعرف أن نصيحتك التي تقدمها هي بصالحي

Yani, içinde bir yerlerde böyle bir öfke olduğunu bilmek...
حسنا، أعني، فقط أن أعرف أن لديكِ هذا النوع من الغضب في داخلك

Arkadaşlarının olduğunu bilmek güzel.
من الجميل أن أعرف أن لدى أصدقاء

Peşimde bir C.I.A. casus avcısı olduğunu bilmek harika.
رائع أن أعرف أن فى إثرى صائد جواسيس

Tüm bunların bir anlamı olduğunu bilmek istiyorum.
أحتاج أن أعرف أن هذا يعني شيئاً

Sadece herkesin iyi durumda olduğunu bilmek istiyorum.
أنا فقط أريد أن أعرف أن الجميع بخير.

Bunun senin yalanlarından olmadığını nerden bileceğim?
وكيف لي أن أعرف أن هذه ليست حيلة أخرى منك؟

Eğer sormazsam biriyle beraber olup olmadığını nerden bileceğim.
إذا كنت لا أسأل , كيف يمكننى أن أعرف أن هناك شخص أخر يسأل ؟

Böyle biteceğini tahmin etmeliydim.
أمكن أن أعرف أن هذه ستكون النهايه

Sanırım ikinizin farklı şeyler yapacağınızı tahmin etmeliydim.
...أعتقد كان علي أن أعرف أن طريقكما سيكون مختلفاً

Kahveyle bir alakası olduğunu tahmin etmeliydim.
كان يجب أن أعرف أن للأمر علاقة بالقهوة.

Bir şeylerin yanlış olduğunu bilmeliydim.
كان ينبغي أن أعرف أن هنالك شيئا خاطئا

Senin yemeğin olduğunu bilmeliydim.
كان يجب أن أعرف أن ذلك كان طعامك.

Eryx'in Hera'nın oyunlarından biri olduğunu bilmeliydim.
كان يجب أن أعرف أن (إريكس) كان (واحدةً أخرى من ألاعيب (هيرا