Kısa bir süre sonra bu konuda yalnız olmadığımı gördüm Meğer Düyna'nın %80 inden fazlası işlerinden zevk almıyor. | TED | وسرعان ما اكتشفت أنني لست الوحيد: فقد وجدت أن أكثر من 80% من الناس لا يستمتعون بالقيام بعملهم. |
Bu nedenle El-Kaide ve IŞİD kurbanlarının %80'inden fazlası Müslüman insanlardan oluşuyor. | TED | وهذا السبب في أن أكثر من 80% من ضحايا تنظيم القاعدة والدولة الإسلامية هم أُناسٌ من خلفيات مسلمة. |
Bu demektir ki %70'inden fazlası ölüyor. | Open Subtitles | باستخدام العلاج الكيميائي، الجراحة أو اﻹشعاع. و هذا يعني أن أكثر من 70% منهم يموتون. |
ATW'nin yolcu uçağında 100'den fazla Amerikalının olduğu sanılıyor. | Open Subtitles | ويعتقد أن أكثر من 100 مواطن أمريكي على متنها |
O akşam öğrendiğime göre 150 den fazla beysbol topu... oraya kaçmış, ve hiç birisi geri alınamamış, | Open Subtitles | هذه الليلة, علمت أن أكثر من 150 كرة أختفت خلف هذا السور ولم يراها أحد مجددا |
Ama baktığınızda, bu kırmızı, buradaki bu koyu renk, nüfusun %75'inden fazlası obez olan ülkeler. | TED | ولكن إذا بدأتم بالنظر لها فإن اللون الأحمر أغمق لون موجود في الشريحة يُظهر أن أكثر من 75% من سكان هذه الدول يعانون من السمنة |
Dans etmek için fazla içtim ve çok içmeyi sevmem, olmaz. | Open Subtitles | لا، يجب أن أكثر من الشرب لـــ أرقص و أنا لا أحب المشروب كثيراًً |
Kim bilir, bu gece çok fazla eroin kullanımı sonucu beklenmedik şekilde ölebilirim. | Open Subtitles | من يعلم ، اللّيلة يُمكنني أن أكثر من تعاطي الهيرويين ، وأموت بنتائج غير طبيعيّة. |
Yakında yapılan hesaplamalar bu güneşlerin yarısından çoğunun bir veya daha fazla Dünya büyüklüğünde gezegeni olabileceği sonucuna vardı. | Open Subtitles | والحسابات الأخيرة توصلت الى استنتاج أن أكثر من نصف هذه الشموس يمكن أن تحتوي علي واحد أو أكثر من كواكب بحجم الارض |
Bu bizim 20 yıllık emeklilik birikimimizden daha fazla. | Open Subtitles | أن أكثر من المعاش لنا التي تصل لدينا لـ 20. |
Noel'e adanmış beşten fazla oyuncak olduğuna eminim. | Open Subtitles | أنا واثق أن أكثر من خمس ألعاب يتم توصيلها في الكريسماس |