Ben şahsen, hayatın seni ezip geçmesini seyretmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | متحدثةً عن نفسي، لا يمكنني أن أنتظر وأرى الحياة تُمزقكِ |
Tuvalet kâğıdı bulunmadan önce seninle yüz yıl boyunca sevişmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أنتظر لصنع الحب لمئة سنة. قبل أختراع ورق المرحاض. |
Sonra da, birileri geliyor mu diye bakmak için dışarıda Bekleyebilirim. | Open Subtitles | ثم يمكنني أن أنتظر في الخارج في حالة قدوم أي شخص |
Belki bilmesini istemezsin diye kocanın çıkmasını bekledim. | Open Subtitles | ظننت أن من الأفضل أن أنتظر حتى يغادر زوجك |
Başlamadan önce diğer üyelerin de gelmesini Bekleyeyim mi? | Open Subtitles | قبل أن أبدأ ,هل يجب أن أنتظر حتى يأتى كل الأعضاء ؟ |
Eğer ben kazanırsam, derimin üzerine adını kazımaya susamış... bir sonraki kılıç fırlatanı bekleyeceğim. | Open Subtitles | ولو ربحت أنا, فعلى أن أنتظر حتى يأتى قاتل تنين اّخر متعطش للشهرة على حساب قتلى |
Daha fazla bekleyemeyeceğim. Bir şey oldu. Gidip elektriği ben açacağım. | Open Subtitles | لا يمكننى أن أنتظر أكثر, هناك مشكلة ما أريد أن أذهب لإعادة الطاقة للعمل |
Ricca'da açtıkları deliklerden sonra_BAR_oturup bekleyemem. | Open Subtitles | بعد الرصاصات التي أطلقوها على ريكا تريد مني أن أنتظر و أرى؟ |
Nasıl başa çıktığını öğrenmek için bekleyemedim. | Open Subtitles | لم أستطيع أن أنتظر حتى أعرف كيف أمكنكِ أن تصمدي |
Şimdi beklemeliyim 10 Dk içinde ikna olacaktır. | Open Subtitles | جاهز، الآن علي أن أنتظر خلال عشر دقائق سيجهز |
Bana, kızım ölene kadar beklemem gerektiğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | أتريد إخباري أنه يجب أن أنتظر حتى موتها لأراها؟ |
TED hakkındaki büyük sır ne biliyor musunuz? Bunu insanlara anlatmak için sabırsızlanıyorum. | TED | هل تعرفون ما هو السر الكبير في تيد؟ لا أستطيع أن أنتظر حتى أخبر الناس به. |
Ben bu hayatta görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أنتظر حتى أرى كيف سأنجو من هذا |
Yeni dansını görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أنتظر حتى أرى أداء رقصتكِ الجديدة |
Başka gelir mi dersin? Bekleyebilirim çünkü. | Open Subtitles | أتعتقد أن يكون هناك أكثر أنا يمكن أن أنتظر |
Bir bakirenin mumu yakması için 300 yıl bekledim. | Open Subtitles | كان يجب أن أنتظر ثلاثمائة عام حتى يضىء أحدهم الشمعة |
Meşgulsün galiba hayatım. Dışarıda Bekleyeyim mi? | Open Subtitles | أنت تبدو مشغولاً عزيزي هل يجب أن أنتظر بالخارج؟ |
Eğer ben kazanırsam, derimin üzerine adını kazımaya susamış... bir sonraki kılıç fırlatanı bekleyeceğim. | Open Subtitles | ولو ربحت أنا, فعلى أن أنتظر حتى يأتى قاتل تنين اّخر متعطش للشهرة على حساب قتلى |
Elise, annemi bekleyemeyeceğim. Gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | إليس , لا أستطيع أن أنتظر أمي يجب أن أذهب |
Evet , Seni bütün gün bekleyemem parlak çocuk. İşte , idare edebileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أوشكت أن أنتظر طوال اليوم, سوني أعتقد بأنّك بأمكانك أن تنظم؟ |
Çok uzun süre yoktun. bekleyemedim. | Open Subtitles | أنت أختفيت لوقت طويل جداً وأنا فقط لا أستطيع أن أنتظر |
Üzgünüm. Gelemem. Kumar'ı beklemeliyim. | Open Subtitles | أنا آسف لا أستطيع الذهاب يجب أن أنتظر كومار |
Bana, kizim ölene kadar beklemem gerektigini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | أتريد إخباري أنه يجب أن أنتظر حتى موتها لأراها؟ |
Zaten çok hoş olmayacağı önceden belli bir konuşma için beklemek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أنتظر لما سيصبح بالتأكيد محادثة غير سارةٍ للغاية |
Beklememeliydim. Bu kez kendi başına savaş ilan etti. | Open Subtitles | ما كان يجب علي أن أنتظر في هذا الوقت قد أعلن الحرب بنفسه |
Sen karıştırdın diye 20 dakika daha beklemek zorunda mıyım? | Open Subtitles | حسنا ، هل يجب أن أنتظر 20 دقيقة أخرى لك؟ |
Onun ofısinde Beklemem gerekiyordu ama kontrol odası çok sıkıcı. | Open Subtitles | من المفترض أن أنتظر في مكتبه لكن التحكم بالعمليات ممل |
İnsanoğlunun benim hatalarımı tekrarlamadığı... ve zulmün gelişmesine izin vermediği zamana kadar beklemek zorundaydım. | Open Subtitles | كان على أن أنتظر البشر حتى ـ ـ لا يكرروا خطئى بإنتظار إنتشار الإستبداد |