Şirketin kitabından haberi olamasına dikkat et Evet, kontratlarımız yarattığımız herşeyin otomatik olarak Veridian'a ait olduğunu belirtir. | Open Subtitles | كوني حريصة ألا تعلم الشركة شيئاً عن كتابك عقود التوظيف تقول أن أي شيء نصنعه ينسب تلقائياً إلى الشركة |
Onları dışarıya çıkarabilecek herşeyin iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن أي شيء يروح عنهم هو فكرة جيدة |
Her neyse biz kazandık ve ben Her şeyin mümkün olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | ،المهم أننا ربحنا وتعلّمت أن أي شيء ممكن |
Dinleyin, ben yaşamım boyunca hayatta Her şeyin mümkün olduğuna inandım. | Open Subtitles | أتعلم. كنت أعتقد أن أي شيء ممكن في الحياة أي شيء ممكن في الحياة حتى المستحيل ممكن |
Başka hiçbir şeyin kendi aileni öldürmek kadar kötü olabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن أي شيء بهذا السوء كما تقوم بقتل عائلتك |
Sesimi çaldılar ve onun sonrasında söylediğim hiçbir şeyin önemi olabileceğini inanmaya cesaret etmedim. | TED | سرقوا صوتي، وفي مابعد، لم أكن أجرؤ على الاعتقاد أن أي شيء يمكن أن أقوله سيكون مهماً |
Böyle bir yerde, bir şeyin bizden uzaklaştığı ya da bize yaklaştığı konusunda bir şey söyleyemem. | Open Subtitles | في مثل هذه المناطق، لن أجازف بقولي أن أي شيء يبتعد عنا أو يقترب منا. |
Onları dışarıya çıkarabilecek herşeyin iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن أي شيء يروح عنهما هو فكرة جيدة |
Hani herşeyin kötü gittiği türden? | Open Subtitles | حيث أن أي شيء تفعله يسوء وحسب؟ |
O arabayı aldım çünkü onun gibi olmanın nasıl bir his olduğunu Her şeyin mümkün olduğunu bilmenin nasıl bir his olduğunu öğrenmek istiyordum. | Open Subtitles | وقد اشتريت السيارة لأني أردت أن أعلم كيف هو الشعور ان أكون هي لأعلم أن أي شيء ممكناً |
Her şeyin bir yalana inandırmakla kandırılabileceği gerçeğine dayalı bir ahit. | Open Subtitles | الاختبار على حقيقة أن أي شيء يمكن خداعه بتصديق الكذبة |
Koç Royal bana inanıyor Her şeyin mümkün olduğuna inanmamı sağlıyor. | Open Subtitles | مدرب الملكي آمن بي يجعلني أعتقد أن أي شيء ممكن. |
Sadece hayatını kurtarabilmek için Her şeyin yapıldığından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتأكد فحسب أن أي شيء محتمل لإنقاذ حياته قد قمتم به. |
Bulduğumuz taş yerin dibine, hiçbir şeyin yaşayamayacağı kadar derine gömüldü. | Open Subtitles | وجدنا الصخرة مدفونة عميقاً جداً في الأرض, بحيث أن أي شيء يعيش, سيكون ضد كل الأسباب المعروفة. |
hiçbir şeyin bu kadar can yakacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أتخيل أن أي شيء يمكن أن يسبب ألماً بهذا القدر |
Sanırım zaman haricinde hiçbir şeyin bana faydası olmaz. - Biliyorsun, biz çok yakındık. | Open Subtitles | أجل ، لا أعتقد أن أي شيء سيساعد ماعدا الوقت ، لقد كنا قريبين للغاية |
Bak onun, onun seninle konuşmasını istemedim ve söylediği hiçbir şeyin fikrini değiştirmesini beklemiyorum. | Open Subtitles | إنظر ، أنا لم ، أنا لم أطلب منه التحدث إليك و أنا لا أتوقع أن أي شيء قاله قد.. قد يغيرتفكيرك. |
bir şeyin oradan sağ çıkmasını hayal etmek zor. | Open Subtitles | من الصعب تخيل أن أي شيء يُمْكِنُ أَنْ يَعِيشَ خلال كُلّ هذا |
Seks bitince de, bu kadar hoş bir şeyin yanlış olması gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | بعد انتهاء الجنس اعتقدت أن أي شيء يعطيك شعوراً جميلاً لا بد أن يكون خاطئاً |