Leydi Catherine'e sık sık söylediğim gibi kızı bir düşes olmak için doğmuş, çünkü o, üst sınıfın bütün üstün lütuflarına sahip. | Open Subtitles | لقد لمحت للايدي (كاثرين) أن ابنتها ولدت لتكون دوقة لأن لديها كل مواصفات الطبقة العليا |
Leydi Catherine'e sık sık söylediğim gibi kızı bir düşes olmak için doğmuş, çünkü o, üst sınıfın bütün üstün lütuflarına sahip. | Open Subtitles | لقد لمحت للايدي (كاثرين) أن ابنتها ولدت لتكون دوقة لأن لديها كل مواصفات الطبقة العليا |
Pekala, ona Kızının beklediğini söyleyin. Babamın yanında olmak için hastaneye gidiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أخبرها أن ابنتها سئمت من الانتظار سأذهب للمستشفى للتواجد مع أبي |
Annesi nasıl yardımcı olacağını bilmediği ve Kızının ihtiyaç duyduğu desteği alamadığını gördüğü için çaresiz, yalnız ve bunalmış hissediyordu. | TED | شعرت أمها باليأس والهزيمة التامة والوحدة لأنها علمت أن ابنتها لم تكن تتلقى الدعم الذي تحتاجه، ولم تعرف طريقة لمساعدتها. |
Kızının, yakında hastanede olacağını ama sonra düzeleceğini söylemiş. | Open Subtitles | و أخبرتها أن ابنتها ستُنقل إلى المُستشفى قريباً، لكنها ستكون بخير |
Annemi eski kente getiremezdim. Böylece Kızının bir fahişe olduğunu öğrenirdi. | Open Subtitles | بالطبع كان يمكنك نقل أمي للمدينة القديمة و أن تدعيها تعلم أن ابنتها عاهرة لعينة |
Kadın bu karanlık komploda Kızının anahtar olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | هي تعتقد أن ابنتها هي المفتاح إلى نظرية مظلمة |