Babam öldü ama yasa tasarılarını büyük Oğlunun yapmasına karar verdi. | Open Subtitles | و أبي توفى لكنه قرر أن ابنه الأكبر سيأخذ كل فواتيري |
Dean Cooper'ın Oğlunun babasının ölümünden bir saat sonra anlaşma peşinde... | Open Subtitles | أنت تقول أن ابنه عميد كوبر تم عقد صفقات فقط ساعة |
Şimdi de Oğlunun evli bir adamla eş cinsel ilişki yaşadığını öğrenirlerse. | Open Subtitles | والآن سيكتشف الشعب أن ابنه مرتبط بعلاقة جنسية مثلية مع رجل متزوج |
Oğlunun kardeşlerinin arabulucusu olmak istediğini onun seni sevdiğini gizledim ondan! | Open Subtitles | حيث أخفيت عليه أن ابنه يريد أن يكون الوسيط لإخوانك و بأنه مغرم بك |
Oğlunun bir manyak olduğunu bilmek ister. | Open Subtitles | أظن أنه سيكون مهتما بمعرفة أن ابنه مجذوب |
Öyle tabii ki. Oğlunun öldüğünü öğrenince mahvoldu. | Open Subtitles | بل هو كذلك , عندما عرف أن ابنه مات انهار |
Ama, Oğlunun piç olduğunu söylediği bölümü yakaladım. | Open Subtitles | ولكن لدي لقطات جيدة جداً له وهو يقول أن ابنه لقيط |
Ya beni okuldan almaya gelen babamın, avluda dayak yediğimi görünce, Oğlunun nasıl da ezik ve kaybetmeye mahkum bir zavallı olduğunu fark ettiği güne ne dersiniz? | Open Subtitles | أم ماذا بشأن اليوم الذى أتى فيه والدى ليقلنى و رآنى أتلقى الضرب بالساحة و أدرك فيه أن ابنه فاشل ؟ |
Resimdeki insanlarla ilgili bir şey biliyorum. Hani şu Oğlunun verdiğini şöyle iyi resimler. | Open Subtitles | أعرف شيئاً بخصوص الأشخاص في الصور التي قال أن ابنه منحه إياها. |
O, duymak istediğini duydu zira torunu gerçekten cinliyse bu Oğlunun da öyle olduğu anlamına gelir ki bu katil bir psikopat olmasından çok daha iyidir. | Open Subtitles | لقد سمع ما يريد أن يسمعه لأنه ان كان حفيده ممسوسا حقا فذلك يعني أن ابنه ممسوس حقا |
Babası eski dostlarımdan biridir ve Oğlunun Solmuş Gül Kasabı olabileceğinden dolayı endişe duyuyor. | Open Subtitles | والده هو صديق قديم لى وهو قلق أن ابنه ربما يكون سفاح الورده الذابله |
11 yıl önce, Oğlunun kalp rahatsızlığı ve Down Sendromundan dolayı transfer edildi. | Open Subtitles | لقد كان السبب فى أن ابنه يعانى من تخلف عقلى ومرض قلبى |
Oğlunun öldüğü düşüncesiyle kalbi kırılan Kral, kendisini kayalardan aşağı bırakarak hayatına son vermiştir. | Open Subtitles | حسناً، لظنه أن ابنه قد مات، قام الملك المفجوع برمي نفسه على الصخور بالأسفل. |
Kötü bir kelime. Ben de kullandım mı bilmiyorum. Adamı severiz ve Oğlunun kaçırılmayı hak ettiğini hiç düşünmüyoruz. | Open Subtitles | من صعب قول هذا ولكننا نحب ذلك الرجلٌ لا أظن أن ابنه يستحق الخطف |
Oğlunun öldüğünü doğrulamak için bir adamdan DNA örneği istemek zorundayım. | Open Subtitles | والآن لابد أن أطلب من رجل عينة حمض نووي للتأكد من أن ابنه قد مات |
Açıkcası yönetici kendi Oğlunun da orada olacağını beklemiyordu. | Open Subtitles | ومن الواضح أن المدير لم يتوقع أن ابنه سيكون هناك |
Onları bir araya koydu, ve orijinal bileşenlerinden daha ilginç bir şey oluşturdu ve onu sanırım ilk kez Oğlunun geliştirdiği bu yazılımın içine koydu, ve o harika sunumu üretti. | TED | ووضعها مع بعضها، جمعها في شكل أكثر جاذبية من القطع الأصلية وبعد ذلك أدخلها في هذا البرنامج، الذي أعتقد أن ابنه قام بتطويره، من الأساس، وأنتج هذا التقديم المدهش، |
Oğlunun böyle işlere bulaştığını duyunca çok... | Open Subtitles | سيكون مسروراً عندما يعرف ... أن ابنه متورط |
Hector Oğlunun hastane yatağından boğayla erkek erkeğe güreşmek için kaçacağını biliyordu. | Open Subtitles | كان " هيكتور " يعلم أن ابنه ربما يقفز من سرير المستشفى ويصارع الثور بنفسه رجلاً لرجل |
Biliyor musun, Solomon bir gün Oğlunun doktor olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | أتعلمين أن (سلومون) يعتقد أن ابنه سيصبح طبيبا يوما ما |