Evin en güzel yanı sanırım, hortumla bile yıkanabilir olması. | Open Subtitles | أعتقد أن الجانب الإيجابي أنه يمكنك تنظيفه كاملاً بواسطة الخرطوم |
Ama sanırım bu işin iyi yanı, birlikte zaman geçirebileceğiz gibi görünüyor. | Open Subtitles | لكنني أظن أن الجانب المشرق هو أننا سنتمكن من قضاء بعض الوقت معا |
Sanırım bu olayın tek iyi yanı bizi birbirimize yakınlaştırmış olması. | Open Subtitles | حسناً أعتقد أن الجانب الجيد الوحيد هو أن هذه الحادثه قربتنا من بعض كشركاء سكن |
Sanırım bu olayın tek iyi yanı bizi birbirimize yakınlaştırmış olması. | Open Subtitles | حسناً أعتقد أن الجانب الجيد الوحيد هو أن هذه الحادثه قربتنا من بعض كشركاء سكن |
Ama benim için iyi yanı onun ölümü halkın onun hikâyesi için olan açlığını alevlendirdi. | Open Subtitles | برغم أن الجانب المشرق بالنسبة إليّ هو أن موته قد فتح شهية الجمهور لمعرفة قصته |
Birincisinde, gizli bir kumsal bulmak için araba sürüyordum ve kayboldum; ve kafamın yanına o kadar sert bir yumruk attı ki kafamın diğer yanı sürücü yan camına defalarca çarptı. | TED | المرة الأولى، كنت أقود السيارة لأبحث عن شاطئ سري وضللت الطريق ولكمني على جانب رأسي بشدة لدرجة أن الجانب الآخر من رأسي ضرب بصورة متتالية النافذة الجانبية لسائق السيارة. |