hayvanların buraya gelmediklerini söylemiştin. hayvanlar o pınarı, su içmek için kullanmıyorlar. | Open Subtitles | أظنكِ قلتي أن الحيوانات لا تأتي هنا لا تشرب الحيوانات من الينبوع |
Bu oldukça üzücü bir hikaye, fakat gerçekte hayvanların bazen nasıl duygu sergileyebildiklerini gösteriyor ki bu bazı eski biyologlar arasındaki çok tartışmalı bir konudur. | TED | وهي قصه حزينة جدا، لكنها توضح كيف أن الحيوانات تستطيع أحياناً أن تُظهر مشاعرها، وهو موضوع جدلي بين علماء الأحياء. |
Şimdi bu hayvanların her yere gidebileceği düşüncesine dönüşüyor. | TED | وقد اتضح لنا الآن أن الحيوانات تستطيع الذهاب لأي مكان |
Bunun anlamı hayvanlar mı soyunuyor, yoksa hayvanlar mı müşteri? | Open Subtitles | ،أهذا يعني أن الحيوانات تتعرّى أم أن الحيوانات هي الزبائن؟ |
hayvanlar rasyonel düşüncenin gücüyle donatıldıkları için, yaşamın karmaşıklığı karşısında hayret edebiliriz. | TED | وكما أن الحيوانات مباركة بقوة التفكير العقلاني، بإمكاننا أن نستغرب من تعقيدات الحياة. |
Bekle bekle bekle bekle. Film sırasında hiç bir hayvanın zarar görmediğinden emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | مهلاً، أريد التأكد أن الحيوانات لم تؤذى خلال التصوير |
Yani hayvanların aldatabildiğini biliyoruz ama bunu bilerek mi yaparlar? | TED | لذلك نحن نعرف أن الحيوانات يمكن أن تخدع، ولكن هل يفعلون ذلك بقصد؟ |
Sanmıyorum çünkü bunun olması için hayvanların birbirleriyle yakın ilişkide olmaları gerektiğini düşünüyorum. | TED | لا أظن ذلك، وأعتقد أن السبب هو أن الحيوانات تحتاج علاقات شخصية وثيقة ليحدث ذلك. |
Eğer bu yasın gerçek olduğuna inanırsak hayvanların başka birçok duyguyu hissetmelerinin olası olduğunu görürüz. | TED | يمكننا أيضًا أن نرى أنه إذا كان الحزن حقيقيًا، فهناك معقولية هائلة لفكرة أن الحيوانات تشعر بأمور عديدة. |
hayvanların sevdiği gerçeğine inanıyorum. Bence biz insanların bu hayvanların sahibi olmadığımızı anlama vakti geldi. | TED | وأصدق حقيقة أن الحيوانات تحب، وأعتقد أنه قد حان الوقت لنا نحن البشر أن نعترف بعدم امتلاكنا لهذه الأشياء. |
Bazıları hayvanların renk körü olduğunu söyler. Ben katılmıyorum. | Open Subtitles | يقول البعض أن الحيوانات لا تميّز الألوان لكنني لا أوافقهم الرأي. |
hayvanların da sahipleri için aynı şeyi düşündüklerine bahse girer misiniz? | Open Subtitles | كَم ستُراهِن أن الحيوانات تتسائَل إذا ما كانَ أسيادهُم سينجون؟ |
Dünyanın etrafındaki hayvanların insanoğlunun gelişmesi ve büyümesi nedeniyle sürekli olarak geri çekilmek zorunda kalması bile yeterli değil mi? | Open Subtitles | ألا يكفي أن الحيوانات في جميع أنحاء العالم يعيشون في تراجع دائم مع تقدم البشرية وتوسعها؟ |
Kurallarda, hayvanların oynayamayacağı yazmıyor. | Open Subtitles | ليس مكتوباً أن الحيوانات لا تستطيع أن تشارك. |
hayvanlar birbirlerini gerçekten önemsiyor ve hatta belki seviyorlar. | TED | وهي أن الحيوانات يمكنها أن تهتم بعمق لبعضها البعض، ربما حتى هم يحبون بعضهم البعض. |
Belli ki hayvanlar sonunda yaptıklarımızdan dolayı bizleri sorumlu tutmak için harekete geçti. | Open Subtitles | ويبدو أن الحيوانات أخيرا قامت ببعض الاستجابة عن كل الأفعال التي قام بها البشر ضدهم |
Görünüşe göre saldırıdan sonra hayvanlar cesedini bulmuş. | Open Subtitles | يبدو أن الحيوانات قد فتكت بجثته عقب وقوع الإعتداء |
Vahşi hayvanlar onu öldürüp bedenini kapıp götürmüş olmalı. | Open Subtitles | لابُدّ أن الحيوانات البرية قد قتلته وجرّت جُثته بعيداً |
Yalnız büyüyen hayvanlar genelde pek pratik olmaz. | Open Subtitles | أن الحيوانات التي تترعرع في العزلة لا تكون أكثر فاعلية دوماً. |
Bu ifade, soyu tükenmek üzere ya da yasadışı bir hayvanın satışta olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | استخدمت لتشير إلى أن الحيوانات المعرضة للانقراض والمحرمة للبيع |