..ve Dünya'yı yokeden silahın insanların kendi icadı olduğunu tahmin ediyorum. | Open Subtitles | وأظن أن السلاح الذي دمر الأرض هو من صنع البشر نفسها |
Yetkililer biyolojik bir silahın kullanıldığını öğrenince hapishaneyi kapatıp Tehlikeli Madde Ekibi'ni gönderdi. | Open Subtitles | وعندما أدركت السُلطات أن السلاح البيولوجي قد إنتشر إستدعوا فريق خاص لتأمين المبنى |
Adli Tıp bunun Marisa Tavares'e tekrar ve tekrar saplanan silahın aynısı olabileceğini söylüyor. | Open Subtitles | خبراء الطب الشرعي يعتقدون أن السلاح ممكن أن يكون مطابق لما طعنت به ماريسا تفارس مرارا و تكرارا |
Bir dakika. silahın bu süre içinde hep boş muydu yani? | Open Subtitles | إنتظر لحظة، أتخبرني أن السلاح كان فارغ طوال الوقت؟ |
Sırtındaki kurşunun çıktığı noktada bulunan barut izleri silahın kalbin üstünde tutulduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | أثار بقايا الرماد و الجرح الخارجي على ظهره يدل على أن السلاح حمل بشكل مباشر إلى القلب |
Artık silahın burada olduğuna eminiz. Yetkililere haber veriyoruz. | Open Subtitles | بما أننا متأكدون الآن من أن السلاح هنا سنستدعي السلطات |
Balistik incelemesi sonucu, bahsi geçen olayda kullanılan silahın başka bir olayda, başka birisi tarafından da kullanıldığı belirlenmiştir. | Open Subtitles | حيث أن السلاح والذي يتوافق مع السلاح الذي استخدم بالجريمة المذكورة كان بحوزة شخص أخر |
silahın bende olduğunu doğrulayana dek geri sayım sürer. | Open Subtitles | سيعد تنازليا حتى أتأكد أن السلاح في حوزتي |
silahın geniş bir av bıçağı olabileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نعتقد أن السلاح كان خنجر صيد بشفرة حادة |
Yaradan aldığın izin incelemesi silahın kuartz mika, feldispat ve biyotit içeren şeritli metamorfik kayaç olduğunu destekliyor. | Open Subtitles | تحليل أثر كنت تعافى من الجرح يشير إلى أن السلاح كان وديعة المتحولة النطاقات، |
silahın kestane ağacından yapıldığını söylediğini sanıyordum. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أنكى قلتى أن السلاح كان مصنوع من الكستناء |
Modifiye edildiği ve seri numarası bulunmadığı için silahın kanun dışı satın alındığını biliyoruz. | Open Subtitles | بسبب التعديل وعدم وجود رقم متسلسل علمنا أن السلاح تم شراءة بطريقة غير قانونية |
Bundan dolayı davacı, silahın suç esnasında ateşlendiğinden ötürü dava edemez. | Open Subtitles | ومن ثمَّ، فإنّ المُدّعي ليس باستطاعته إقامة دعوى، أن السلاح أُطلِقت منه النار أثناء الجريمة. |
Neden silahın bir su kaynağına atıldığını düşünsün ki? | Open Subtitles | ولماذا هو إعتقد أن السلاح أُلقي في أحد المسطحات المائية ؟ |
Biyo silahın iki bileşenden oluştuğunu öğrendik. | Open Subtitles | لقد تعلمنا أن السلاح الحيوي في الواقع يتكون من عنصرين. |
silahın, silindirimsi bir obje olduğuna işaret ediyor. | Open Subtitles | مما يدل على أن السلاح هو نوعا من كائن أسطواني. |
Barut kalıntılarına bakarak silahın yaklaşık bir metre uzaktan ateşlendiğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | و المسحوق و الانزلاقات تشير أن السلاح كان على بعد اثنان او ثلاثة اقدام منه عندما تم رميه بالرصاص |
O da silahın orada Malik'i beklediğinden emin olacak. | Open Subtitles | وهو سيتأكد أن السلاح سيكون هناك من أجل مالك |
silahın iniş yapan uçakla gelebileceğine dair bir gösterge? | Open Subtitles | أهناك أي إشارة أن السلاح قد يصل على الرحلة القادمة؟ |
Kruşçev, silahın kullanılmaya ve bir savaş uçağından bırakılmaya hazır olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | ويزعم "خروتشوف" أن السلاح جاهز للاستخدام الفوري ويمكن حمله وإلقاؤه من قاذفة جوية. |