Sakin olun, sakin olun. Eminim müdür Skinner dediklerini kızları aşağılamak için söylememiştir. | Open Subtitles | هدئوا من روعكم ، مؤكد أن المدير لم يعن أن الفتيات أدنى بالوراثة |
O zaman sana saldıran kişinin müdür olduğunu nereden biliyorsun? | Open Subtitles | إذاً، كيف عرفتِ أن المدير هو من اعتدى عليكِ ؟ |
Hindistan'da çalışmış eski bir genel müdür buldum, konuşmaya razı oldu. | Open Subtitles | ولقد وجدت أن المدير العام السابق للهند انه مستعد لاجراء محادثات. |
Sonra Müdürün kahvaltı programını çiftçi çocuklar için bitireceğine dair bir söylenti duydu. Çünkü müdür çok fazla evrak işi gerektirdiğini düşündü. | TED | ثم سمعت إشاعةً تقول أن المدير سينهي برنامج الإفطار لأطفال المزارعين، لأنه يعتقد بأنه يكلف الكثير من الورق. |
Müdürün o kasada çok özel şeyler sakladığını söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أن المدير يترك مخبئاَ سرياَ في مكتبه |
Bu özel günü kutlarken yapılacak en iyi şeyi bulmak için müdürümüzün geçen ay bir yarışma düzenlediğini hatırlıyorsunuzdur. | Open Subtitles | وأنتم تذكرون أن المدير (كلارك) قد أقام مسابقة في الشهر الماضي لإيجاد أفضل الأفكار لكيفية الإحتفال بهذا اليوم المميز |
Bu özel günü kutlarken yapılacak en iyi şeyi bulmak için müdürümüzün geçen ay bir yarışma düzenlediğini hatırladığınızı biliyorum. | Open Subtitles | وأنتم تذكرون أن المدير (كلارك) قد أقام مسابقة في الشهر الماضي لإيجاد أفضل الأفكار لكيفية الإحتفال بهذا اليوم المميز |
Ayrıca, sonradan öğrendim ki müdür çocuklara fiziksel ve cinsel şiddet uyguluyormuş. | TED | واكتشفت لاحقًا أن المدير كان يأذيهم جسديًا وجنسيًا. |
Modern metodları savunan müdür Bay Loui'yi biliyorsunuz. | Open Subtitles | تعرفون أن المدير ، السيد لوي من المدافعين عن الأساليب الحديثة |
Bir de, şu tüyler ürpertici yeni müdür yardımcısı kutu kesicisiyle elini kesti. | Open Subtitles | كما أن المدير المساعد الجديد تجرحت يداه بآلة التقطيع |
müdür Reynolds'un onu uzaklaştırıp fen projesini aldığını biliyor musun? | Open Subtitles | أعرف أن المدير رينولدز أوقفه وصادر مشروعه العلمي |
müdür onları zorlamış olmalı. Kardeşlerime sorun. | Open Subtitles | ،لا بد أن المدير أجبرهم واسأل الإخوة والأخوات |
müdür Jang ortalarda yok. Otel çalışanları... | Open Subtitles | ..بما أن المدير جانغ غير موجود في الفندق |
müdür Vance, yeniden işlerlik kazandırdı teste. | Open Subtitles | اوه اه,اه,اه,اه,اه الأخبار هو أن المدير فانس سيعيد تعميم هذا الاختبار |
Önce şunu söyleyeyim, müdür buradaki çalışmanıza gerçekten önem veriyor. | Open Subtitles | دعني أبدأ بالقول أن المدير يقيِّم حقا العمل الذي تنجزونه هنا شخصيا، لا أستطيع التفكير في أي أحد |
Müdürün "Çocukları Kurtarın" hakkında konuşacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن المدير يريد التحدث عن إنقاذ الأطفال. |
Ben sadece okula baktım ve Müdürün burada olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد زرت المدرسة وأخبرونى أن المدير هنا |