Sana yardım edebileceğini düşündüğümüz için onu da davet ettik. | Open Subtitles | وقد طلبنا منها الحضور الليلة لأننا نظن أن بإمكانها مساعدتكِ |
Şikâyetini geri almış. Hayatına devam edebileceğini düşünmüş ama olmamış. | Open Subtitles | فسحبت أقوالها من محضر الشرطة، كانت تظن أن بإمكانها الاستمرار في حياتها |
- Bunu değil. Kız arkadaşım düzelmeme yardım edebileceğini sanıyordu. | Open Subtitles | رفيقتي ظنت أن بإمكانها مساعدتي لأصبح شخص أفضل |
Daha iyisini yapabileceğini söyledim. | Open Subtitles | قلت أنها تعلم أن بإمكانها أن تفعل ماهو أفضل |
Her şeyi yapabileceğini göstermek istiyordu. | Open Subtitles | كانت تريد أن تظهر أن بإمكانها فعل أي شيء |
- Doktor seyahat edebileceğini söyledi. | Open Subtitles | -يقول الطبيب أن بإمكانها السفر |
Evet. Uzun zaman önce, yapabileceğini söylemiştim | Open Subtitles | نعم, أخبرتها منذ وقت بعيد أن بإمكانها أن تكون |
Hope'un her şeyi yapabileceğini bilerek büyümesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد لهوب أن تكبر وهي تعرف أن بإمكانها أن تصبح ما تريد |
Gerçekten bunu yapabileceğini düşünüyor mu? | Open Subtitles | أهي تعتقد حقاً أن بإمكانها فعل ذلك؟ |