Tüm bu uygulamalar, bazıları bugün garip görünse de, ölüye saygı gösterme yollarıydı. | TED | جميع هذه الممارسات، على الرغم من أن بعضها يبدو اليوم غريباً، إلا أنها كانت طرقاً لتكريم الموتى. |
Ne yazık ki, tüm köpek ırkları yapay seçilimin ürünü iken bazıları diğerlerinden daha sağlıklıdır. | TED | للأسف، في حين أن جميع سلالات الكلاب هي نتاج الاختيار الاصطناعي، إلا أن بعضها أكثر صحة من غيرها. |
Çünkü bunu insanlara açıkladığınızda bazıları daha karışık ama hepsi değil -- bunu insanlara açıkladığınızda... çok da anlaması güç bir şey değil. | TED | فعندما أشرحها للآخرين، أعلم أن بعضها يكون أكثر تعقيدًا، ولكن ليس جميعها، عندما أشرحها للآخرين، لا تبدو بهذه الصعوبة. |
Yüzlercesi var. bazıları 10 yıldır hâlâ açılmadı. | Open Subtitles | والعمل متراكم هنا حتى أن بعضها لن يُفتح إلا بعد عشرة أعوام |
Hayatımın yarısı boyunca kart hilesi yaptım. Sanırım bazıları kayboluyordu. | Open Subtitles | لقد كنت أؤدي الخدعَ بأوراق اللعب طوالَ نصف عمري و أخمن أن بعضها اختفي. |
Ve bu şirketlerden bazıları buna direndi sadece bazıları da olsa -- Yahoo direnenlerden birisiydi — mahkemeye gittiler ve hepsi kaybetti çünkü davalar açık mahkemelerde görülmedi. | TED | وبالرغم من أن معظم هذه الشركات قاومت, حتى أن بعضها أعتقد ياهو كانت إحداها تحدتهم في المحكمة لكنها خسرت لأنها لم تجرب محكمة مفتوحة. |
Evet doğru. bazıları yıkıcı hastalıklara sebep oluyor. | TED | صحيح، أن بعضها يسبب أمراضًا مدمرة. |
Fakat... yine bazıları benim için hala biraz zordu. | TED | لكن...رغماً عن أن بعضها كان أعلى من مستوى تفكيري. |
Bence bunların bazıları seçimden sonra gönderildi. | Open Subtitles | أن بعضها قد ارسل بعد يوم الانتخابات |
bazıları ilgimi çekti. | TED | وجدتُ أن بعضها طريف. |
Çorak. Hatta bazıları paramparça olmuş. | Open Subtitles | قاحلة، حتى أن بعضها دمر |
bazıları seninle ilgili şeyler. | Open Subtitles | حيث يبدو أن بعضها كان لأجلك. |
Ama mesele şu ki ben 1960'da ilk defa Gombe'deyken- çok iyi, çok canlı hatırlıyorum, sanki dün gibi- ilk seferinde, bitki örtüsünden geçerken, şempanzelerin çoğu hala benden kaçıyordu, gerçi bazıları biraz alışmıştı- ve beyaz karınca yığının üzerinde kambur duran büyük, karanlık bir şekil gördüm ve dürbünümle ona baktım. | TED | لكن النقطة هي عندما ذهبت إلى غومبي لأول مرة عام 1960م -- أتذكر جيدا، بشكل واضح، وكأنه بالأمس -- لأول مرة، عندما كنت ذاهبة عبر النباتات، كانت الشمبانزي لا تزال تركضُ بعيدا عني، بالنسبة لمعظمها، برغم أن بعضها كانت متأقلمة قليلاً -- وشاهدتُ هذا الشكل الداكن، المتحدب فوق تل من النمل الأبيض، وأنا أُطل بمنظاري. |