ويكيبيديا

    "أن بعضها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bazıları
        
    Tüm bu uygulamalar, bazıları bugün garip görünse de, ölüye saygı gösterme yollarıydı. TED جميع هذه الممارسات، على الرغم من أن بعضها يبدو اليوم غريباً، إلا أنها كانت طرقاً لتكريم الموتى.
    Ne yazık ki, tüm köpek ırkları yapay seçilimin ürünü iken bazıları diğerlerinden daha sağlıklıdır. TED للأسف، في حين أن جميع سلالات الكلاب هي نتاج الاختيار الاصطناعي، إلا أن بعضها أكثر صحة من غيرها.
    Çünkü bunu insanlara açıkladığınızda bazıları daha karışık ama hepsi değil -- bunu insanlara açıkladığınızda... çok da anlaması güç bir şey değil. TED فعندما أشرحها للآخرين، أعلم أن بعضها يكون أكثر تعقيدًا، ولكن ليس جميعها، عندما أشرحها للآخرين، لا تبدو بهذه الصعوبة.
    Yüzlercesi var. bazıları 10 yıldır hâlâ açılmadı. Open Subtitles والعمل متراكم هنا حتى أن بعضها لن يُفتح إلا بعد عشرة أعوام
    Hayatımın yarısı boyunca kart hilesi yaptım. Sanırım bazıları kayboluyordu. Open Subtitles لقد كنت أؤدي الخدعَ بأوراق اللعب طوالَ نصف عمري و أخمن أن بعضها اختفي.
    Ve bu şirketlerden bazıları buna direndi sadece bazıları da olsa -- Yahoo direnenlerden birisiydi — mahkemeye gittiler ve hepsi kaybetti çünkü davalar açık mahkemelerde görülmedi. TED وبالرغم من أن معظم هذه الشركات قاومت, حتى أن بعضها أعتقد ياهو كانت إحداها تحدتهم في المحكمة لكنها خسرت لأنها لم تجرب محكمة مفتوحة.
    Evet doğru. bazıları yıkıcı hastalıklara sebep oluyor. TED صحيح، أن بعضها يسبب أمراضًا مدمرة.
    Fakat... yine bazıları benim için hala biraz zordu. TED لكن...رغماً عن أن بعضها كان أعلى من مستوى تفكيري.
    Bence bunların bazıları seçimden sonra gönderildi. Open Subtitles أن بعضها قد ارسل بعد يوم الانتخابات
    bazıları ilgimi çekti. TED وجدتُ أن بعضها طريف.
    Çorak. Hatta bazıları paramparça olmuş. Open Subtitles قاحلة، حتى أن بعضها دمر
    bazıları seninle ilgili şeyler. Open Subtitles حيث يبدو أن بعضها كان لأجلك.
    Ama mesele şu ki ben 1960'da ilk defa Gombe'deyken- çok iyi, çok canlı hatırlıyorum, sanki dün gibi- ilk seferinde, bitki örtüsünden geçerken, şempanzelerin çoğu hala benden kaçıyordu, gerçi bazıları biraz alışmıştı- ve beyaz karınca yığının üzerinde kambur duran büyük, karanlık bir şekil gördüm ve dürbünümle ona baktım. TED لكن النقطة هي عندما ذهبت إلى غومبي لأول مرة عام 1960م -- أتذكر جيدا، بشكل واضح، وكأنه بالأمس -- لأول مرة، عندما كنت ذاهبة عبر النباتات، كانت الشمبانزي لا تزال تركضُ بعيدا عني، بالنسبة لمعظمها، برغم أن بعضها كانت متأقلمة قليلاً -- وشاهدتُ هذا الشكل الداكن، المتحدب فوق تل من النمل الأبيض، وأنا أُطل بمنظاري.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد