Ama o gelmeden önce biri beni orada öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | لكن قبل أن تصل إلى هناك، حاول شخص ما قتلي. |
Buraya gelmeden önce onun konuşacağını söylemediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | آسف لم أخبرك أنها ستتحدّث .قبل أن تصل إلى هنا |
Bu yüzden acaba silah sesini acaba kıyıya gelmeden duymuş olmanız mümkün mü? | Open Subtitles | هل تعتقد انك سمعت الطلقه قبل أن تصل إلى الماء؟ |
Kötü haber, yüzüne ulaşmadan tedavi edilmen gerek yoksa sonsuza kadar kalacak. | Open Subtitles | ،ولو لم نفعل هذا سريعًا قبل أن تصل إلى عنقك ستكون دائمة |
Rüzgarların karaya ulaşmadan önce büyük ölçüde dağılması bekleniyor ancak bu hala oldukça büyük bir kış fırtınası olabilir. | Open Subtitles | من المتوقع من الرياح بأن تعصف إلى حد كبير قبل أن تصل إلى اليابسة هذه ستكون عاصفة شتائية كبيرة |
Bir kadının yerinin önünde sonunda evi olduğunu düşünsem de oraya varmadan önce dışarıda biraz eğlenmesinde sakınca görmüyorum. | Open Subtitles | أنا أعتقد أن مكان المرأة في نهاية المطاف في البيت لكني لا أرى أي ضرر في حصولها على بعض المرح قبل أن تصل إلى هناك |
Çünkü dağın zirveye gelmeden önceki kısmı çok büyük. | Open Subtitles | لأن قاعدته ضخمة للغاية قبل أن تصل إلى القمه |
Buraya gelmeden evden ayrılmamı ister misin? | Open Subtitles | أتريدني أن أغادر قبل أن تصل إلى هنا؟ لا, لا, لا. |
gelmeden önce kuğuyu ve işareti düzelteceğim. | Open Subtitles | أنا فقط سأخرب البجعه وأخرب الورق المطوي قبل أن تصل إلى هنا |
Daha buraya gelmeden işler çevirmeye başladın. Herkese hediyeler, davaları araştırmalar yeni bir ofis inşa etme. | Open Subtitles | لقد بدأت بفعل أشياء قبل حتّى أن تصل إلى هنا هدايا للجميع، البحث في القضايا، تجهيز مكتب جديد |
İşler o noktaya gelmeden sana her şeyi anlatmadığım için çok pişmanım. | Open Subtitles | أعتذر الآن على عدم إخبارك كل شئ قبل أن تصل إلى هذا الأمر |
İşimiz manasız tazminat davalarını mahkemeye gelmeden kaldırılmasından emin olmaktır. | Open Subtitles | وظيفتنا أن نتأكد من أن تلك القضايا القانونية العابثة تختفي قبل أن تصل إلى حجرة المحكمة. |
Başkanın masasına gelmeden önce daha çok uzun yolumuz var. | Open Subtitles | لديها طريق طويل قبل أن تصل إلى مكتب الرئيس |
Seni en azından buraya gelmeden uyarmalıydım. | Open Subtitles | من المفترض عليّ على الأقل أن أحذرك قبل أن تصل إلى هنا. |
Seni en azından buraya gelmeden uyarmalıydım. | Open Subtitles | ذلك مجددًا. من المفترض عليّ على الأقل أن أحذرك قبل أن تصل إلى هنا. |
Son tüketicilere ulaşmadan önce stokları yığıp ürünleri üreterek tüm dünyayı dolaştırmak. | TED | تراكم المخزونات، صنع منتجات تسافر حول العالم قبل أن تصل إلى المستهلكين النهائيين |
Bunu yaparsınız efendim ve ben siz park yerine ulaşmadan sizi tutuklatmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | قم بهذا يا سيدي و سوف يتم إعتقالك قبل أن تصل إلى موقف السيارات |
Kyle'ın pozisyonuna ulaşmadan önce o tanka ulaşacak kadar hızlı. | Open Subtitles | بسرعة ليصل إلى الشاحنة "قبل أن تصل إلى موقع "كيلى |
Özetle, alarm sinyallerini bilgisayarlara ulaşmadan kesiyor. | Open Subtitles | إنّه يُلغي أساساً إشارات الإنذار قبل أن تصل إلى الحاسوب. |
Sapık kızı oraya varmadan yakalamış olabilir. | Open Subtitles | حسنا،ربما القاتل إختطفها من قبل أن تصل إلى هنا |
Biz oraya varmadan önce ne olduğunu bilmek güzel olurdu. | Open Subtitles | متأكّدة أنه من الأفضل لو تعرف عن موضوعها قبل أن تصل إلى هناك |