Acıtmak istiyorum. acı çekmeni, inlemeni istiyorum! | Open Subtitles | اريد ان أؤلمك أريد أن تشعر بالألم, أن تعاني |
Benim çektiğim gibi acı çekmeni istiyorum. | Open Subtitles | مازلت أريدك أن تعاني كما عانيت أنا أن تعلم كيف هو الشعور بأن تكون وحيداً خائفاً |
Seni öldürmeden önce benim gibi acı çekmeni istiyorum. | Open Subtitles | وقبل أن أقتلك أريدك أن تعاني مثلما عانيت |
"Kapa çeneni seni köpek, hak ediyorsun..." "...acı çekmek zorundasın!" diyordu." | Open Subtitles | إخرس ايها الكلب أنت تستحقّ ذلك ، أنت يجب أن تعاني |
acı çekmek istiyorsun çünkü suçluluk hissediyorsun bu senin psikopat olmadığını gösterir. | Open Subtitles | تريد أن تعاني لأنّكَ إذا شعرتَ بالذنب، عندها لن تكون مضطرباً عقليّاً |
Başkalarına acı çektirdin. Şimdi senin acı çekmen bir adalet. | Open Subtitles | لقد جعلت الجميع يعاني فمن العدل أن تعاني أنت أيضاً |
Merhamet istemiyorum ben. İntikam istiyorum. Benim çektiğim gibi acı çekmeni istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد الرحمة، بل أريد الإنتقام أريدك أن تعاني مثلما عانيت |
Bazen, Dünya'nın işini kolaylaştırmaktansa acı çekmeni istediğini düşünmek daha kolay geliyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه من السهل في بعض الأحيان التفكير بأن العالم يريدك أن تعاني على أن تصدق أنه يحمي ظهرك |
Tanrı, acı çekmeni istemez. Tanrım, yardım et. | Open Subtitles | لا يريدك القدير أن تعاني ساعدني أيها القدير |
Artık acı çekmeni istemiyorum. | Open Subtitles | .أنا لا أريدك أن تعاني بعد الآن |
Ölmeden önce acı çekmeni isteyen biri. | Open Subtitles | شخص ما يريدك أن تعاني قبل أن تموت |
Ölmeni istemiyorum. acı çekmeni istiyorum. | Open Subtitles | لا اريدك أن تموت أريدك أن تعاني |
Hiç de değil. acı çekmeni istemiyorum. | Open Subtitles | كلّا على الإطلاق لا أريدك أن تعاني |
Uzun, yavaş ve acılı bir sondan acı çekmek istemiyor. | Open Subtitles | إنها لا تريد أن تعاني لمدة أطول من مرضها والهبوط المؤلم الذي تشعر به |
Dünya adil olsaydı, sen de eşit şekilde acı çekmek zorunda mısın? | Open Subtitles | فهل العدالةُ في رأيك أن تعاني بالقدر ذاته؟ |
Tüm arzun gömleğini çıkarıp, dışarıda dolaşmak olduğu halde iki haftalık bir tatil için elli hafta acı çekmek. | Open Subtitles | أن تعاني 50 إسبوعاً في السنة من أجل إجازة لمدة إسبوعين عندما يكون كل ما ترغب فيه فعلاً هو أن تكون بالخارج و أنت بدون قميصك و أن تكون دائماً متقدماً عن الشخص التالي |
Babam, usulüne göre öğrenmek için, acı çekmek gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | أبي يقول أنه عليكِ أن تعاني حتى تتعلمي |
Amaç kurtarıcın gibi acı çekmek, değil mi? | Open Subtitles | المغزى أن تعاني مثلما فعل المسيح، صحيح؟ |
Benim gibi acı çekmek zorunda kalmaz. | Open Subtitles | لا يجب أن تعاني طيلة الوقت مثلي |
Başkalarına acı çektirdin. Şimdi senin acı çekmen bir adalet. | Open Subtitles | لقد جعلت الجميع يعاني فمن العدل أن تعاني أنت أيضاً |