ويكيبيديا

    "أن تعبر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • geçip
        
    • geçmek
        
    • ifade ederse
        
    • ifade etmekte
        
    Birimiz karşıya geçip bize ip salmalı. Open Subtitles واحده منا عليها أن تعبر من خلال التعلق بالجدار وبهذا يمكنها أن تجهز لنا حبلآ
    Küçük bir grup karanlıktan faydalanarak karşıya geçip nöbetçileri indirebilir ve okçuların karşıya geçmesi için Open Subtitles فرقة صغيرة بأمكانها أن تعبر تحت غطاء الظلام وقتلحراسهم, صنع طريق آمن لأقواسنا الطويلة
    Bunu senden asla istemezdim ama Çok geç olmadan Kanlı Ormanı geçip Lola 'ya ulaşmalıyım. Open Subtitles لم أكن سأطلب منكَ هذا ، ولكن اريد منك أن تعبر خلال الغابة الدامية وتحصل على لولا قبل فوات الآوان.
    Ve kentselleşmede %50 barajını geçmek ekonominin yeni bir yapıya geçme noktası olabilir. Dünya artık bir bağlantı haritasıdır. TED ويمكن أن تعبر نسبة ال 50 في المئة في المناطق الحضرية التي تمثل نقطة تحول اقتصادي. اذا العالم الآن هو خريطة من التواصل
    Sınırı yiyeceksiz geçmek istiyorsan, sen devam et. Open Subtitles إذا أردت أن تعبر الحدود بدون معاناه ، فامضي قُدماً.
    Demek bir kadın, cinselliğe olan ilgisini ifade ederse bu sadece profesyonel ayak oyunları yapıyor demektir. Hayır. Open Subtitles إذاً، لا يمكن أن تعبر المرأة عن اهتمامها بالجنس دون إثارة الآخرين؟
    Kelimeler şu anda hissettiklerimizi ifade etmekte yetersiz kalıyor. Open Subtitles لا يمكن للكلمات أن تعبر عن مشاعرنا في هذه اللحظة بالذات
    Niye hiçbir şey söylemeden geçip gitmediniz ki? Open Subtitles لماذا لم يمكنك أن تعبر الطريق بدون أن تقول شيئًا ؟
    Gidip nehri geçip yakalansan çok yazık olur bence. Open Subtitles سيكون من المخزي أن تعبر هذا النهر كي يمسكوا بك
    Eğer bu köprüyü kurarsanız ve dış ortamdan uzaklaştırırsanız, o zaman bu köprüyü yaratabilirsiniz ve hücreler vücudunuzda yenilenerek bu köprüden geçip yolunu bulabilir. TED إذا بنيت هذا الجسر و ابقيته بعيدا عن البيئة الخارجية, اذا اوجدت هذا الجسر تستطيع الخلايا التي تقوم بالتجدد داخل الجسم أن تعبر هذا الجسر و تكمل الطريق.
    Karşıma geçip bunu yüzüme söyleme nezaketinde bulunabilirsin. Open Subtitles إذا كان لديك مشكلة معي أن تعبر الشارع
    Çocuk şampiyonası için nitelendirmek gerekirse en az 25 metreye atmalısınız, bu da demektir ki bu duvarı geçip verandanın yarısına kadar gitmeli. Open Subtitles للتأهل حتى لبطولة الصغار ينبغي تحليقها على إرتفاع أقلّه 25 متراً، مما يعني بأن عليها أن تعبر ما بعد ذلك الجدار حتى منتصف الشرفة
    Ve gün ışımadan köprüden geçip Manhattan'da olacaksın. Open Subtitles و عليك أن تعبر الجسر عائداً إلى "مانهاتن" قبل بزوغ الفجر
    - Sonda bu aralıktan geçmek için çok büyük. Open Subtitles وحدة الإستكشاف أضخم من أن تعبر المدخل إذن قربى الصورة أكثر
    "Mohawk Havayollari Jamaica Bay'i geçmek için." Open Subtitles طيران موهاك عندما تحتاج أن تعبر خليج جامايكا
    - Öyleyse altından geçmek zorunda. - Tamam, hadi birkaç kürek alalım. Open Subtitles إذن يجب أن تعبر من تحت إذن لنحضر بعض الأدوات للحفر
    Otoyola çıkmanın tek yolu nehri geçmek. Open Subtitles , لكي تصل إلى الطريق السريع عليك أن تعبر النهر
    Bir daha kendini sirk ucubesi gibi ifade etmek istediğinde eğer yumruğum çenende kendini ifade ederse şaşırma! Open Subtitles المرة القادمة عندما تريد أن تعبر عن نفسك قليلا مثل غريب من السيرك , لا تصدم عندما تريد قبضتي أن تعبر عن نفسها على ذقنك
    Kelimeler şu anda hissettiklerimizi ifade etmekte yetersiz kalıyor. Open Subtitles لا يمكن للكلمات أن تعبر عن مشاعرنا في هذه اللحظة بالذات
    Suzie kızgınlığını ifade etmekte çok haklı. Open Subtitles سوزي لها كل الحق أن تعبر عن غضبها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد