Bir metrese sahip olmak, çocuklarının annesini terketmen için bir bahane değil. | Open Subtitles | أن تكون لديك عشيقة، ليس سبباً لترك أم أطفالك |
Hastanedeki herkese laf oturtabilecek bilgiye sahip olmak harika. | Open Subtitles | كم هو عظيم أن تكون لديك رصاصات فضية على كل شخص هنا في المستشفى |
İnsanları sevmek, sevilmek bu yeteneğe sahip olmak, o neşe, o cazibe. | Open Subtitles | أن تحب الناس وتكون محبوبا أن تكون لديك تلك البراعة وتلك الرشاقة وتلك الجاذبية |
Dostum, seni geceleri ayakta tutacak kadar kederli bir ilişkiye sahip olmak ne demektir bilir misin? | Open Subtitles | هل لديك أي فكره عن ما الجيد فى أن تكون لديك علاقة فهذا مزعج للغاية |
İyi bir aileye sahip olmak çok önemli. | Open Subtitles | أن تكون لديك عائلة جيدة هو أمر مهمة للغاية |
Böylesine bir güce sahip olmak hoş olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّه شيء جميل أن تكون لديك كلّ تلك القوّة |
- Seninki de. Bir aileye sahip olmak güzel bir şey. | Open Subtitles | وأنت أيضا من الرائع أن تكون لديك عائلة |
Böyle dürüst, merhametli bir kadına sahip olmak. | Open Subtitles | أن تكون لديك زوجة أمينة و عطوفة هكذا |
Kendi Bayan Madrigal'ına sahip olmak gibi. | Open Subtitles | الأمر يشبه أن تكون لديك شخصية السيدة (مادريجال) مرافقة لك. |