Böyle bir şeyin elinden alınmasının nasıl bir şey olduğunu bilemezsin. | Open Subtitles | ليس لديك أي فكرة كيف أن شيء مثل هذا يؤخذ منكِ.. |
Ben de bir şey olduğunu düşündüm, yoksa en azından arardı. | Open Subtitles | أعتقدت أن شيء ما حدث في العمل أو لكان أتصل بي |
Faaliyetlerinizin küçük bir miktarını görmüş olmama dayanarak ihtiyacınız olan bir şey olduğunu tahmin ediyorum. | Open Subtitles | ومعتد على القليل الذي رأيته من عمليتك أنا أشك في أن شيء ما يمكنك إستخدامه |
Başına kötü bir şey gelmiş olabilir diye endişeleniyorum. | Open Subtitles | أنا قلقة بشدة أن شيء سيء حدث له |
Başına bir şey gelmiş olmasın, saat 10'u geçti. | Open Subtitles | لابد و أن شيء حدث لها الساعه 10: |
O halde, ona kötü bir şey olduğunu düşünmüyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | إذاً أنتم لا تعتقدون أن شيء سيء حصل لها ؟ |
Birlikte çok fazla zaman geçirmediğimizi biliyorum ama kafanı meşgul eden bir şey olduğunu anlayabiliyorum. | Open Subtitles | أتعلم نحن لم نقضي ذلك القدر من الوقت معاً لكن بما يكفي لمعرفة أن شيء ما يضايقك |
Dönen bir şey olduğunu söyledim. Bana bir kehanet gösterildi. - Yardımın bu yüzden gerekli. | Open Subtitles | أنا قلت أن شيء يعود , أنا أريت نبوئة لهذا أنا أحتاج مساعدتك |
Babamın gördüğü son şeyin, böyle bir şey olduğunu düşündüm onu eve götürmek istedim. | Open Subtitles | أعتقدت أن شيء مثل هذا... لربما كان آخر ما شاهده أبي وأردت أخذها للبيت معي |
Olağanüstü bir şey olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لكنني كنت أعرف أن شيء مدهش حدث. |
Ters bir şey olduğunu fark etmeliydim. | Open Subtitles | كان عليّ معرفة أن شيء ليس على ما يرام |
Bir şey olduğunu gördün. | Open Subtitles | أن شيء ما تغير بكِ. |
Bana bir şey olduğunu mu sandınız yani? | Open Subtitles | حسبتَ أن شيء حدث لي؟ |
- Orada bir şey olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن شيء ما هناك |
Sanki az önce başına çok iyi bir şey gelmiş gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | تبدو كما لو أن شيء جيد حدث لك. |
Arkadaşının başına bir şey gelmiş olabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | إنها تعتقد أن شيء ما قد حدث لصديقها |
- Bence başına kötü bir şey gelmiş. | Open Subtitles | أعتقد حقا أن شيء سيئ حدث له |
Görünüşe bakılırsa buraya bir şey gelmiş olabilir. | Open Subtitles | ... يبدو أن شيء ما جاء هنا أو |
Senden haber aldığıma sevindim, dostum. Başına kötü bir şey geldi diye endişeleniyordum. | Open Subtitles | سعيد أن تصلني أخبارك ، يا صديقي كنت قلقاً أن شيء سيء حدث... |
Başparmağımın acısına bakılırsa kötü bir şey gelmekte başımıza. | Open Subtitles | ,بواسطة وخز ابهامي أستدل على أن شيء ملعون يأتي من هذا الطريق |