İkimiz de senin kalbinin bu tür acıları kaldıramayacağını biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعلم أن قلبك لن يتحمل هذا القدر من الإنفعال |
kalbinin attığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن قلبك لا يزال ينبض مع كل تلك المحاليل الطبية |
kalbinin kafandan uçup gideceğini söylerken... Kulağa ne kadar moronca geldiğinin farkında mısın? | Open Subtitles | هل تعرفي أن كلامكِ يدل على غبائك عندما تقولي أن قلبك سيقع من رأسك ؟ |
Eğer kalp içeri doğru çevrilirse, bu da Kalbin kırıldı anlamına gelir. | Open Subtitles | ولو شعرتى بدقات قلبك فهذا يعنى. أن قلبك قد وقع فى الحب |
Gerçek bir çingene için Kalbin yumuşak diyor. | Open Subtitles | يقول أن قلبك رقيقق جداً لكى تكون غجرى حقيقى |
Ama umarım kalbinin bu kadar çok kırılması, aşkı o kadar çok yaşadığın içindir. | Open Subtitles | ولكني آمل أن قلبك سينكسر مرات عديدة وهذا يعني أن قلبك يشعر بالحب مرات عديدة |
Şu an kalbinin daha da kötü durumda olması bir sürpriz değil. | Open Subtitles | لم يتوجب أن يأتي الأمر كـمفاجئة أن قلبك قريبٌ جداً من عدم النفع الآن |
Birini çok sevdiğinde kalbinin o saf mutlulukla göğsünde adeta patlar gibi olduğu duygusuna aşinasın yani. | Open Subtitles | أتعلم إنها كحب شخص بشكل كبير لدرجة تشعرك أن قلبك سيفجر من صدرك سعادة نقية |
Buraya ilk geldiğinden beri kalbinin başkasında olduğu belliydi. | Open Subtitles | منذ اللحظة التي وصلت بها لهنا كان من الواضح أن قلبك ينتمي لأخرى |
Yalan söylediğin yerde, gerçeği söyle, bir çocuğa şehvetli baktığın yerde, kalbinin yalnızca Tanrı'ya ait olduğunu bilmesine izin ver. | Open Subtitles | متى ماكذبت , اعترفي بالحقيقة متى ما أرسلت نظرات شهوانية لشاب دعيه يعرف أن قلبك ينتمي لله وحده |
Ayrılan tarafın sen olması kalbinin kırılmayacağı anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | فقط لأنك مَن أنهى العلاقة معها لا يعني أن قلبك لم يزل مفطوراً |
Ama Ellen seni seviyorsa kocaman bir kalbinin olduğuna eminim. | Open Subtitles | لكن إن كانت "إيلين" تحبك، فلا بد أن قلبك كبير. |
Doktor kalbinin bir dakika kadar durduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال الطبيب أن قلبك توقف لمدة دقيقة |
kalbinin yolunu kaybettiğini görebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني أن أرى أن .قلبك ضاع في طريقه |
kalbinin bu işte olmadığını söyledim. | Open Subtitles | أنا أقول فقط أن قلبك ليس في العمل |
kalbinin uçacakmış gibi olmasına şaşmamalı | Open Subtitles | لا عجباً من أن قلبك يشعر بأنه يطير |
kalbinin kırıldığını da biliyorum. | Open Subtitles | {\cH031309\3cH457A17} أعرف أن قلبك محطم أيضًا |
Seni 6 yıldır tanıyorum ve kesinlikle söyleyebileceğim şey bugüne kadar tanıştığım hiç kimse de olmayan kocaman bir Kalbin olduğu." | Open Subtitles | عرفتك من ست سنوات بالتأكيد أستطيع أن أقول أن قلبك أكبر |
Duyduğuma göre Kalbin gerçekten pişermiş ve kusmuğun ağzına dolarmış. | Open Subtitles | سمعت أن قلبك يطهى و أنك تتقيئين أعضائك الذائبة |
Stanley, sevişirken karını eziyorsun ve Kalbin tekliyor. | Open Subtitles | لقد سحقت زوجتك خلال الجنس كما أن قلبك سيء. شويتك. |