Çakmağın yanması lazım. Her ihtimale karşı bara kibrit de koymasını söyle. | Open Subtitles | تلك الولاعة لابد أن تعمل وأخبريه للحيطة أن يضع أعودة ثقاب عند الحانة |
Defalarca belli kriterler koymasını söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرته مئات المرات أن يضع معايير معينة |
Bazen çarpışma sahnesi çekerken yönetmen kamerayı arabanın içerisine koyup sahneyi içeriden çekmek istiyor. | Open Subtitles | أحيانا عند تصوير الإصطدام، يريد المخرج أن يضع كاميرا بالداخل ليصور الإصطدام من الداخل |
Ellerini ensesine koysun, yoksa onu vururum... | Open Subtitles | أخبره أن يضع يديه خلف رأسه وإلا سأطلق عليه النار |
Her neyse, uzun lafın kısası erkek arkadaşım ve ben açık açık konuştuk ve kıyafetlerini bundan sonra çamaşır sepetine koymayı kabul etti. | Open Subtitles | على كل حال، لإختصار القصه تحدثت أنا وحبيبي من قلبٍ لقلب و لقد وافق على أن يضع ملابسه في سلة من الأن فصاعداً |
Önündeki istiridyenin içine bomba koyabilir ve senin ruhun bile duymaz. | Open Subtitles | إنه يستطيع أن يضع قنبله فى محارك ولن تشعر بها |
O p.çin sağlam omzuna da bir kurşun sıkmasına izin veremezdim. | Open Subtitles | لم أستطيع أن أترك الوغد أن يضع رصاصة في كتفك الجيد أو قد لا تعود للعمل قطّ |
Yüzüğünü, çorap çekmecesine koymasını söyle. | Open Subtitles | أخبريه بأنه يجب عليه أن يضع خاتمه في درج الجوارب |
Ellerini ensesine koymasını söyle. Yoksa onu vurmaktan mutlu olurum. | Open Subtitles | أخبره أن يضع يديه خلف رأسه وإلا سيسعدني جدا إطلاق النار عليه |
Ona duvara aplik koymasını söylemiştim, yıkmasını değil. | Open Subtitles | أمرته أن يضع حاملة المصابيح الجداريّة، ليس أن يهدم الجدار. |
Tüm yapması gereken, kadının cesedini uçaklarından birine koyup körfezin üzerinde uçarken aşağı atıvermekti. | Open Subtitles | كل ما كان عليه فعله أن يضع جثمانها على إحدى طائراته |
Asetilen kaynak takımını birine koyup diğerine de altını doldurabilir. | Open Subtitles | بوسعه أن يضع شعلة الأستيلين في واحدة وأن يخبئ الذهب في الأخرى. |
Hislerini bir kenara koyup herkes için en iyisini yapmalı. | Open Subtitles | يجب عليه أن يضع مشاعره جانبا وأن يفعل ما هو أفضل للجميع |
Söyle ona elini masanın üzerine koysun, işte böyle! | Open Subtitles | .... أخبره ، أن يضع يده على الطاولة ، هكذا |
Arkadaşına söyle anahtarı yerine koysun. | Open Subtitles | أخبر صاحبك أن يضع مفتاح الربط على الارض |
Tony kapılara çift güvenlik koysun. | Open Subtitles | تأكد أن يضع (تونى) أمناً مضاعفاً على الأبواب |
Ve cepkitabını kalbinin üzerine koymayı öğrenebilirdi. | Open Subtitles | وسيكون قد تعلم أن يضع إحتياجات جيبه في أولولية أعلى من إحتياجات قلبه |
Beş yıl asistanımlığımı yaptı ve hala sahaya en iyi oyuncuları koymayı öğrenemedi. | Open Subtitles | أتعلم,بعد كونهِ خمس سنين كمساعد لي لم يتعلم أن يضع أفضل لاعب لديه في الميدان |
Belki... tezgahtar... kayıt cihazına cd koymayı unutmuştur. | Open Subtitles | ربما الموظف بالمحل نسي أن يضع دسك التسجيل فى الفيديو اليوم |
Evet, baba, eğer aynı değerdelerse iki kart koyabilir. | Open Subtitles | مسموح له يا أبي أن يضع ورقتين لو أن لهما نفس القيمة |
Bir insan nasıl olur da üzerinde hiç bir iz bırakmadan cebine bir pusula koyabilir? | Open Subtitles | كيف يمكن لرجل أن يضع بوصلة بجيبه دون أن يترك أية بصمات عليها ؟ |
Bence evliliğimiz benim kariyerimi ön plana koyabilir. | Open Subtitles | أعتقد أنَّ زواجنا يمكن أن يضع مسيرتي أولا لمرة واحدة |
Adamı orada bize bakıp, kafama kurşun sıkmasına izin mi vereceğim sandın? | Open Subtitles | أنت تعتقد إننى أريد هذا الرجل موجود بالخارج يبحث عنا ويحاول أن يضع رصاصة فى رأسى ؟ |
Adamı orada bize bakıp, kafama kurşun sıkmasına izin mi vereceğim sandın? | Open Subtitles | أنت تعتقد إننى أريد هذا الرجل موجود بالخارج يبحث عنا ويحاول أن يضع رصاصة فى رأسى ؟ |