ويكيبيديا

    "أن يعطيني" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • vermesi
        
    • vermeye
        
    • verirdi
        
    • verebilir
        
    • verecek
        
    • vermeyi
        
    Bay Michele'nin tazminat vermesi gerektiğini söyledin. Open Subtitles كان يجب على رئيسي أن يعطيني إشعار ، أليس كذلك ؟
    Meme kanseri geniyle teşhis konulmak bana bütün bu seçenekleri vermesi gerekiyordu, değil mi? Open Subtitles بأن لدي جين السرطان مفترض أن يعطيني كل هذه الاحتمالات ، صحيح ؟
    Chris de bir şekilde bana 100.000 dolar vermeye karar verdi. TED وقرر كريس قرر بطريقة ما أن يعطيني 100 ألف دولار.
    Lureen'in babası, emin ol ortadan kaybolmam için yüklü bir para verirdi. Open Subtitles أراهن علي أن والد لورين يمكن أن يعطيني نقودا لأهرب من أبنته
    Kim bana anne sütü verebilir? Open Subtitles ألا يستطيع أحد أن يعطيني القليل من حليب الأم؟
    "Dikkat edin, Simon amca size özel sarılmasından bir tutam verecek" Open Subtitles أووه إحذروا, العم سايمون يحاول أن يعطيني ضمة خاصة
    Jimmy'yle konuştum. Biraz para vermeyi teklif etti. Open Subtitles لقد تحدثت إلى جيمي عرض علي أن يعطيني بعض المال
    İkimizin de aynı sayıda kalemimiz olması için bana 3 kalem vermesi lazım. Open Subtitles لنحصل على نفس العدد يجب عليه أن يعطيني 3 أقلام
    Bana kendi...kayıt stüdyomu vermesi gerekecek. Open Subtitles قبل أن يعطيني .. استديو تسجيل خاص بي
    O adamın bana kızıyla geçirdiğim harika zamanları anımsatacak... bir CD vermesi ne hoş! Open Subtitles كم هو لطيف أن يعطيني شريطاً ليذكرني ب... أوقاتي الرائعة التي قضيتها مع ابنته...
    Çok sinirlenir, hem daha 200 Dolar vermesi lazım. Open Subtitles كان من المفترض أن يعطيني 200 دولار
    Bana vermeye çalıştığı şeyi bir gün bulma umuduyla. Open Subtitles علي أمل أنني يوماً ما سأجد . ما كان يُحاول أن يعطيني إياه
    Ya bana bu anahtarı vermeye çalışıyorduysa? Open Subtitles ماذا لو كان يحاول أن يعطيني هذا المفتاح ؟
    Ama yukarıdakilerin içindeki bağlantım bir isim vermeye razı oldu. Open Subtitles لكن مصدري تعقب رقم ستة استطاع أن يعطيني اسمها
    Küçükken, her Pazar babam Pazar gazetesinin çizgi roman ekini verirdi. Open Subtitles اعتاد أبي في كل يوم أحد أن يعطيني رسومات من مجلات الأطفال
    Narkotikte çalışırken göz yummam için bana para verirdi. Open Subtitles اعتاد أن يعطيني مالًا لأغضّ الطرف لمّا كنتُ في قسم مكافحة المخدّرات
    Geçmişte Jim Jeffries bana ağzına kadar mektupla dolu ayakkabı kutusu verirdi. Open Subtitles في الماضي أعتاد (جيم جيفريز) أن يعطيني صنادق أحذية مليئة بالبريد.
    Babam bana araba almak istiyor, şoförün bana bilgi verebilir... Open Subtitles أبوك يريد أن يعطيني سيارة وسائقك يستطيع إخباري
    Sence bana da bir iş verebilir mi? Open Subtitles تعتقد بأنّه يمكن أن يعطيني عملا؟
    Çek yazsam nakit verebilir misiniz? Open Subtitles -أيستطيع أحدكما أن يعطيني نقداً؟ -لماذا؟
    İhtiyacım olan herşeyi bana verecek, bu sayede ben de davayı kazanacağım. Open Subtitles إنه مستعد أن يعطيني كل ما يلزمني لأربح القضية.
    Jimmy'yle konuştum. Biraz para vermeyi teklif etti. Open Subtitles لقد تحدثت إلى جيمي عرض علي أن يعطيني بعض المال

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد