Ama şimdi bütün her şeyini, kalbini o siyah saçlıya açtığı için kaybedebilir. | Open Subtitles | من الممكن أن يفقد كل شيء لأنه وثق بتلك المحتالة ذات الشّعر الأحمر... |
Bir insan kendi arabasının anahtarını nasıl kaybedebilir, anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أدري كيف للمرء أن يفقد مفاتيح سيارته هكذا |
Dişlerini kaybetmeden ve 20 yaşını geçmeden önce, tüm sıradan halk gibi genç ve taze görünüyor olmalıydı. | Open Subtitles | بعمر العشرين، وقبل أن يفقد أسنانه وتعلو محياه تلك النظرة الهائمة والتي تظهر على عامة الشعب، |
Ya üreme şansını kaybeder ya da tahliye edilir. | Open Subtitles | يمكن للمرء أن يفقد واحد إمكانية إعادة إنتاج... أو واحد يمكن إجلاء. |
2008 yılında çıkan global ekonomik kriz on milyonlarca insanın tasarruflarını, işlerini ve evlerini kaybetmesine neden oldu. | Open Subtitles | لقد تسببت الأزمة الاقتصادية العالمية فى أن يفقد عشرات الملايين من البشر مدخراتهم و أعمالهم و منازلهم |
Frank 20 dakika içinde uyanmış olacak Bir kirpik bile kaybetmesini istemiyorum. | Open Subtitles | سيصحو فرانك في غضون 20 دقيقة لاأريده أن يفقد رموش عينيه |
İlaçlarından biri patentini kaybetmek üzereyse, emrinde çalışanlarla birlikte ufak bir değişiklikle tekrar patentini alıyorlar. | Open Subtitles | عندما يكاد أن يفقد أحد عقاقيره لمعانه يجعل رجاله و فتياته يلمعونه ثانيةً |
Saygınlığını kaybetmesi gerek böylece benim aklanmama engel olamaz, doğru mu? | Open Subtitles | أنت تحتاجه أن يفقد مصداقيته هكذا لا يستطيع إيقاف تبرئتي، صحيح؟ |
Hayatını kaybetmekten korktuğu için trende buluşmamızı istedi. | Open Subtitles | طلب مني مقابلته على القطار لأنه كان يخشى أن يفقد حياته |
Yalnız, ormanın derinliklerinde bir adam ölüme bu kadar yaklaşmışken kendini kaybedebilir. | Open Subtitles | وحيداً في عمق الغابات، يمكن للرجل أن يفقد أفكاره لكونه قريب من نصل الهلاك. |
Doktor McClaren, uygun medikal operasyon yapılmaz ise bacağını kaybedebilir. | Open Subtitles | الدّكتور (مكليرن) يمكن أن يفقد ساقه بدون الرعاية الطبية الصحيحة. |
İşini ve lisansını kaybedebilir. | Open Subtitles | يمكن أن يفقد وظيفته ورخصته الطبية |
O bunu arka tekerle ve hiç hız kaybetmeden yapacak. - Bu imkansız. | Open Subtitles | سوف يلتقطهم بالإطار الخلفي دون أن يفقد سرعته |
Bi ajanı kimliğini kaybetmeden ancak bu kadar koruyabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تبقى على عميل متخفى لفترة طويلة قبل أن يفقد هويته |
Bilincini kaybetmeden önce insana en kötü kâbusunu yaşatan bir zehrin pazarı ne olabilir? | Open Subtitles | وماهي سوق سمين يذكر المرء بأسوأ كوابيسه قبل أن يفقد الوعي |
Nasıl bir insan kendilerinin bir parçasını böyle kaybeder? | Open Subtitles | كيفيمكنلشخص... أن يفقد جزء من نفسه هكذا؟ |
Bir insan, modelleri nasıl kaybeder? | Open Subtitles | كيف يمكن لأحد أن يفقد عارضات؟ |
Sonuç, dünyaya trilyonlarca dolara 30 milyon kişinin işini kaybetmesine Birleşik Devletler'in borcunun iki katına çıkmasına yol açan global bir ekonomik durgunluktu. | Open Subtitles | كلف العالم عشرات التيريليوانت من الدولارات مما تسبب فى أن يفقد 30 مليون إنسان عملهم و ضاعف الدين القومى فى أمريكا |
Bir insan hafızasını kaybetmesine rağmen nasıl böyle konuşabilir? | Open Subtitles | كيف يمكن للمرء أن يفقد ذاكرته،اسمـه... كلّ شيء يعرفه في حيـاته ويستمرّ بالحديث بهذا الشكل؟ |
Ama kimsenin benim yüzümden işini kaybetmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لكن لا أريد لأي شخص أن يفقد وظيفتهُ بسببي |
Hissiyatını kaybetmesini istemiyorum. | Open Subtitles | .... لا أريده أن يفقد الشعور |
Anne, sence çok uzun bir süreyi hatırlamayacak kadar bilincini kaybetmek mümkün müdür? | Open Subtitles | أمي ، هل تعتقدين أنه يمكن للمرء أن يفقد الوعي ولا يتذكر أي شيء حينما يفيق؟ |
Dünya, yüzyılın sonuna kadar ekilebilir alanlarının üçte birini kaybetmesi muhtemel. | TED | لقد أوشك العالم على أن يفقد ثلث أراضيه المستصلحة مع نهاية هذا القرن |
İkimiz de akıl hocalarımızı kaybetmekten veya akıl hocalarımızın bize olan inançlarını kaybedeceğinden korkuyoruz. | Open Subtitles | كلانا نخشى من أن نفقد رؤسائنا أو أن يفقد رؤسائنا الثقه بنا |