Bu sadece laf, ve senin için hayattan daha önemli. | Open Subtitles | هذه فقط مادة، وقد أصبحت أكثر أهميّة لك من الحياة |
Beyler, bu "mekan değil satılan... ..malın kalitesi önemli" teorisi? | Open Subtitles | كل هذا التنظير عن أهميّة المنتج وليس منطقة النفوذ ؟ |
Burada senin için, çevrecilere yaranmaktan çok daha önemli bir şey olmalı. | Open Subtitles | يوجد هنا شيء مهم لك أكثر أهميّة من موافقة بضعة متحمّسين بيئيين |
Sağlayıcının gördüğünü görüyorduk ama daha da önemlisi, ne satabileceğini. | TED | كنا نرى ما يراه مزوّدو خدمة الإنترنت، لكن الأكثر أهميّة كنا نرى ما يستطيعون بيعه. |
Ama Silah Deneme Sahası'nın önemi stratejik coğrafi değerlerinin çok ötesindedir. | Open Subtitles | لكن إثبات أهميّة تلك الأراضي أكثر عمقا من قيمتها الجغرافية الإستراتيجية |
Keşke elimde ortaklığımızın benim için önemini gösterebileceğim bir şey daha olsaydı. | Open Subtitles | ليت كانت عندي قميصاً أخرى لأثبتَ لك مدى أهميّة هذه الشراكة بالنسبة لي |
Bize daha önemli nedenlerle burada olduğumuzu hatırlatacak birini arıyoruz. | Open Subtitles | نحتاج لشخص يذكّرنا أنّنا هنا من أجل أسباب أكثر أهميّة |
Yine de bunu yapıyorsun çünkü ne kadar önemli olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | لكنّكِ تقومين بذلك على كلّ حال لأنّكِ تدركين مدى أهميّة ذلك. |
Örneğin, gelen kutunuzu incelediğinizde tüm mesajlarınızı tararsınız, en önemli olanı seçersiniz. | TED | على سبيل المثال، عندما تعاين بريدك الوارد، وتفحص جميع الرسائل، مُختاراً أكثرها أهميّة. |
Epostalarınız konusunda da en önemli olanı seçmekle uğraşmak iş kaybına yol açabilir. | TED | بالنسبة لرسائلك الالكترونية، فإن الإصرار دوماً على قراءة الأكثر أهميّة أولاً قد يؤدي للانهيار. |
Zaman zaman, bir filmdeki karakter olabilecek kadar önemli olabilirler. | TED | وعادةً ما تكون مميزة لدرجة أن تصبح بنفس أهميّة شخصيات الفيلم. |
Kültürümüzde cinselliğin, kadınlardan çok erkekler için daha önemli bir şey olduğunu düşünmeye eğilimliyiz. | TED | نميل لأن نعتبر الجنس في ثقافتنا شيئاً أكثر أهميّة للرجال من النساء. |
Peki öyleyse vücut saatimiz var ve ortaya çıktı ki hayatımız için inanılmaz derecede önemli. | TED | تبيّن إذن أنّ لدينا ساعة في الجسم، وتَبَيَنَ أنّها ذات أهميّة قُصوى في حياتنا. |
-Oh, hayır. Hanımla benim yapacak daha önemli işlerimiz var. | Open Subtitles | السيدة وأنا لدينا أمور أكثر أهميّة للقيام بها. |
-Genç insanlar yemenin ne kadar önemli olduğunun farkında değiller. | Open Subtitles | - لا أظنّ بأنّ الصغار يُدركون بما يكفي أهميّة الطعا.. |
Paramızı daha önemli şeylere saklayacağımıza karar verdik. | Open Subtitles | لقد قررنا أن نوفّر المال لأشياء أكثر أهميّة |
İkinci ve daha önemlisi, eyalet, personel sayısında ve harcamalarda kesintiye gidiyor. | Open Subtitles | ... ثانياً، وربما الأكثر أهميّة الدولة تقوم بتخفيضات كبرى ... لمزايا موظفينا |
Daha önemlisi yeni boyanan evimin bilardo salonu gibi kokmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لكن الأكثر أهميّة أنني لا أفضّل أن أنال لبيتي رائحة مثل صالات البلياردو |
Bu nedenle müsaadenizle kanserde bağışıklık sisteminizin önemi hakkında size bir şeyler söyleyeyim. | TED | لذا دعوني أخبركم قليلاً عن أهميّة جهازكم المناعي في السرطان. |
Hayatım bir daha eskisi gibi olamayacak, ama insanın kendine vakit ayırmasının önemini hatırlattığın için sana müteşekkirim. | Open Subtitles | بالرغم من أنّ حياتي قد تتغيّر إلاّ أنّي أريد شكرك على تذكيري بمدى أهميّة أن يستقطع المرء لنفسه وقتاً |
Bir insanın çabalaması, uzayı keşfetmesinden bile daha önemlidir. | Open Subtitles | أي مسعى إنساني أكثر أهميّة حتى من إستكشاف رجل الفضاء. |
Ve uydurmak zorunda kaldım çünkü benim için onu üzmemek ona dürüst olmaktan daha önemliydi. | Open Subtitles | ثمّ أنا كان لا بدّ أن أتجمّله، لأنه كان أكثر أهميّة أن لا يخذلها منه كان لي لفقط يكون صادق معها. |
Bence çok fark etmez, ahbap. | Open Subtitles | لا أظنّ أنّ للأمر أهميّة يا صديقي هذه الأفعى الضخمة ستقتل الجميع قريباً |
Bugün bile bunun önemsiz olduğunu ima etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | حتى اليوم، كان يُحاول التقليل من أهميّة ذلك. |
Bu değerlere biz niçin önem veriyoruz sebebi de bunların diğer insanlar ile rekabette bizi daha iyi yapmış olduğudur - onlar pozisyonel olarak metadır. | TED | السبب الذي يجعلنا نعطي لهذه السمات أهميّة كبرى هو أنّها تجعلنا في أفضل حال لمنافسة الآخرين إنّها سلع تحدد وضعنا. |
Ve düşünüyorum da bu etkinliğe katılmam anlamlı olabilir. | Open Subtitles | وأظن أن مشاركتي في هذا الحدث.. ستكون له أهميّة كبيرة |
Tapınak kutsal bir mekan hepimiz için büyük anlamı var. | Open Subtitles | الهيكل هو مكان مقدّس ذو أهميّة عظيمة لنا. |