Bunun dünyadaki en önemli şey olduğunu sanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون أنّ هذا أهم شيء على وجه الأرض |
Oradaki halka bu gezegendeki en önemli şey. | Open Subtitles | هذه الحلقه بالخارج هى أهم شيء على هذا الكوكب |
Kimseye böyle muhteşem bir şansı reddetmesini söylemezdim ama doğru okula gitmek senin için en önemli şey. | Open Subtitles | لم اكن لأنصح أحد أبدا لرفض فرصة عظيمة ولكن ذهابك للمدرسة المناسبة لكي أهم شيء على الاطلاق |
Seattle halkının hatırlaması gereken en önemli şey bu insanların hala sizin komşularınız ve sevdikleriniz olmasıdır. | Open Subtitles | أهم شيء على الجميع تذكره هو أن اولئك الاشخاص لا يزالون اصدقائكم جيرانكم و أحبتكم |