Ekselansları, "Masada Kalesi", en az Kudüs'teki sarayınız kadar görkemli olacak. | Open Subtitles | ـ جلالتك سيكون هذا البيت سيكون عظيم بقدر مركزك في أورشليم |
Beş gün önce Kudüs'e buyur ettiğiniz peygamber o değil mi? | Open Subtitles | أليس هو النبى الذى رحبتم به فى أورشليم منذ خمسة أيام فقط؟ |
Ama şimdilik, beni Kudüs sokaklarında aramalısın, dansederek | Open Subtitles | لكن الآن عليك أن تبحث عنى فى شوارع أورشليم أرقص |
Kudüs'te, tüm Judea ve Samiriye'de ve dünyanın dört bir bucağında benim tanıklarım olacaksınız. | Open Subtitles | هل سيكون لي شهودا في أورشليم وفي كل اليهودية والسامرة وإلى أقاصي الأرض. |
İşleri, bu sapkınlık Kudüs'ten yayılıp, Suriye'yi, Lod'u, Emmaus'u ve hatta Masada'yı ele geçirmeden önce, balıkçı Peter, sahte çaresini tüm dünyaya yutturmadan önce ortadan kaldırmak olan kişiler. | Open Subtitles | التى عملها هو للقضاء على هذه البدعة قبل أن تنتشر من أورشليم وتأخذ فى السيطرة على سوريا اللد ، عمواس ، وحتى مسعدة |
Kudüs'te gerçekleştirdiğiniz mucizelerle ilgili her şeyi duymuşlar. | Open Subtitles | لقد سمعوا عن كل المعجزات التى أجريتها في أورشليم |
Ama Kudüs'te bu adamın senin insanlarına kötülük yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | لكنني أعرف مقدار الضرر الذى يسببه هذا الرجل لشعبك في أورشليم |
- Birisi Kudüs'e gitmeli ve olanları Caiaphas'a anlatmalı. | Open Subtitles | نحتاج لشخص للذهاب إلى أورشليم ويقول لقيافا عما يحدث |
Kudüs'te huzur, Yahudiye'de huzur. | Open Subtitles | السلام في أورشليم القدس والسلام في اليهودية |
Bir nöbet noktası kurup Kudüs'ten ayrılan her şeyi aratın. | Open Subtitles | ضع حارساً ليراقب المكان ، ولا تترك أي أحد يغادر أورشليم القدس دون تفتيش |
Bu yabancı, iki arkadaşı felsefi bir tartışmanın içine çekerken ve kaderleri hakkında kaygı verici tahminler yaparken okuyucu aniden birinci yüzyıl Kudüs'üne götürülüyor. | TED | وما أن يتمكن من خرط محادثيه في جدال فلسفي معطيّاً إياهم تنبؤات ببؤس أقدارهم يُقذف القارئ في أورشليم القرن الأول على حين غرة |
14'üme kadar burada yaşadım. Kudüs memleketimdi. | Open Subtitles | لقد عشت هنا حتى سن الـ 14 أورشليم" كانت وطنى" |
Bu Ben-Hur Kudüs'ün en zengin adamı. | Open Subtitles | حكيم جداً , "بن هور" هذا "أغنى رجل فى "أورشليم |
Büyüdüm. Kudüs'ten ayrıldığımdan beri dünyayı gezdim. | Open Subtitles | نضجت , كنت أرى العالم "منذ أن رحلت عن "أورشليم |
Kudüs'e giderken, Mısır'lıların yine sinsilik peşinde olduğunu duydum. | Open Subtitles | فى طريقى إلى " أورشليم " ، وصلنى أخبار أن المصريين فى جولة مرة أخرى |
Davud Kudüs'te ölüm yatağıda ve ben, Adonijah, onun varisiyim. | Open Subtitles | إن " داود " يرقد ميتاً فى " أورشليم" و إننى وريثه " أدونيا" |
Kudüs'e geri dön, ...hizmetini sun, ama baha değil, ülkene ve tanrıya. | Open Subtitles | عد إلى " أورشليم" أوهب خدماتك ، ليس لى بل لبلدك و لربك |
Belki Sabâ'ya geri dönmeliyiz, Kudüs'ü sonra ziyaret ederiz. | Open Subtitles | ربما من الأفضل أن نعود إلى " سبأ" بدلاً من زيارة " أورشليم" |
Kudüs'e giden, bilgeler gibi Süleyman'ın dizlerinin dibine oturacağım | Open Subtitles | سوف أجلس عند قدمى " سليمان" مثل الحكماء الذين يتوافدون إلى " أورشليم" |
Yerusalim'den kim kaciyosa kendine iyi baksin | Open Subtitles | ،(ومهما كان ما تبقى في (أورشليم ! ساعدوا أنفسكم |
Jerusalem'da kaybolan birinde de ayınısından çıktı. | Open Subtitles | وظهر أيضا فى ملف ذلك الشخص المفقود من أورشليم |