Yani Avrupa artık imrenilecek bir örnek değil, savaşılacak ve direnilecek bir düşmandır. | TED | لذا تحولت أوروبا من مثال يحتذى به الى عدو يجب محاربته و مقاومته |
Bu Kuzey Avrupa'da gelecek zaman kipi olmayan dilleri konuşan bir küme. | TED | هذه مجموعة من شمال أوروبا من ناطقي اللّغات التي لا مستقبل بها. |
Bu hikâye, orta Avrupa'daki köylülerin ormanları ve otlakları nasıl yönettiğini anlatıyor. | TED | وهكذا استطاع القرويون في العصور الوسطى في أوروبا من إدارة المراعي والغابات. |
(gagalı memeli) Bu hayvanlar Avustralya'dan Avrupa'ya ilk getirildiklerinde 18. | Open Subtitles | عندما وصلت نماذج من هذا الكائن إلى أوروبا من أستراليا، |
Ancak Avrupa'da, ABD'den çok daha büyük bir sorun. | TED | لكن مشكلته أكبر فى أوروبا من الولايات المتحدة. |
Bu insanlar barışçıl ve demokratik bir Avrupa oluşturmak istediler. Kendi toplumu için çalışan bir Avrupa. | TED | هؤلاء الممثلون أرادوا إنشاء أوروبا، يعمها السلام والديموقراطية، أوروبا من أجل الأوروبيين. |
Sadece ot içmek için mi geldik Avrupa'ya? | Open Subtitles | هل قطعنا كل هذه المسافة إلى أوروبا من أجل قطعة حشيش صغيرة ؟ |
Daha önce Avrupa'da büyümüş bir siyah tanımamıştım. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن قابلت الأخ نشأ في أوروبا من قبل. |
Alman askerlerimiz Avrupa'yı zenginlerin iktidarından ve | Open Subtitles | جنودنا الألمان يحررون أوروبا من حكم الأثرياء |
O zaman kısmetse bütün müttefiklerimizle Avrupa' yı tamamen yok olmaktan kurtarmak için ateşkesi müzakere edeceğiz. | Open Subtitles | بعدئذٍ , باذن الإله , نستطيع أن نتفاوض على هدنة مع الحلفاء لننقذ أوروبا من دمار شامل |
Rama, tahtını korumak için Avrupa'nın sömürgeci güçlerine karşı koca bir imparatorluğu böldü. | Open Subtitles | الملك راما الرابع ملك سايام قسم إمبراطوريته الضخمة إلى مستعمرات قوية في أوروبا من أجل الحفاظ على عرشه |
Görünüşe göre abiler, eleman paylarını vermeyip Avrupa'ya sızdığı için biraz kızmış gibiler. | Open Subtitles | يبدو أن الرفاق قد استاءوا قليلاً . عندما تخطى أوروبا من دون أن يعطيهم نصيبهم |
Ama Avrupa Orta Çağ'dan çıkmaya başladığında insanlar bu soruya farklı bir şekilde yaklaşmaya başladı. | Open Subtitles | و لكن بعد خروج أوروبا من العصور الوسطي بدأ الناس يتناولون السؤال بشكل مختلف |
Bir yıldır, Avrupa çapında suç oluşturan, Yakın Doğu'da terörizmi destekleyen Siyonist bir çetenin ortaya çıkarılması ve tutuklanması konusunda yoğun bir şekilde çalışıyordum. | Open Subtitles | لمدة عام، لقد عملت بشكل مكثف كشف والقبض على عصابة إجرامية على نطاق أوروبا من الصهاينة بدعم الارهاب في الشرق الأدنى |
Bu tarafta Avrupa ve bu tarafta Asya - | Open Subtitles | أوروبا من هذا الجانب وآسيا من هذا الجانب |
Avrupa henüz 140 yıl süren savaştan çıkmış, hiçbiriniz okuyor veya yazmıyorsunuz, bugün sahip olduğunuz işlerin hiçbiri yok; yatırım bankeri veya yazılım mühendisi veya televizyon sunucusu. | TED | نجت قارة أوروبا من 140 عام من الحرب المستمرة لم يكن بوسع أحد القراءة أو الكتابة، ولم يكن هناك الوظائف التي تعملونها اليوم، كمستثمر بنكي، أو مهندس برمجيات، أو مذيع تليفزيوني |
Ruslar. Ruslar Doğu Avrupa'yı elde etti." | Open Subtitles | الروس هم من ربحوا" "الروس هم من أقتطعوا شرق أوروبا من القارة |
Bu program Silahlı Kuvvetler radyosu için Berlin'den tüm Avrupa'ya yayın yapıyor. | Open Subtitles | هذا برنامج... يذاع حول أوروبا من برلين لراديو القوّات المُسَلَّحةِ. |
Ben daha Avrupa'ya bile gitmedim. | Open Subtitles | كلا، لم أذهب إلى أوروبا من قبل |
Avrupa artık, Süleyman adını duymaktan korkmya başlamıştı. | Open Subtitles | تصاعد خوف أوروبا من إسم سليمان |