Bu, sahip olabileceğin en çok pozitif duyguya sahip olduğun, ve bunu daha da genişleteceğin yeneteğinin olduğu hayat. | TED | و هي نوع من الحياة تحظى خلاله بعدد أوفر من العواطف الإيجابية على قدر إستطاعتك, و من المهارات ما يساعدك على مضاعفة تلك العواطف. |
Sosyal bir hayattan daha ucuz. | Open Subtitles | أوفر من الحياة الإجتماعية التقليدية |
Şansınız benden daha yaver gitmiştir umarım. | Open Subtitles | أخبرني أن حظّكم كان أوفر من حظّي. |
Memur Stalin'den daha fazla şansın olur umarım. | Open Subtitles | آمل أن يكون حظك أوفر من الضابطة (ستالين) |
Miguel Leyva baskininda çuvallayan CBI özel timinden kesinlikle çok daha sanslisiniz. | Open Subtitles | إنّ لديكِ بالتأكيد حظّ أوفر من فرقة العمل المُشتركة للمكتب لعمليّة الإعتقال الفاشلة لـ(ميغيل ليفا). |
Miguel Leyva baskınında çuvallayan CBI özel timinden kesinlikle çok daha şanslısınız. | Open Subtitles | إنّ لديكِ بالتأكيد حظّ أوفر من فرقة العمل المُشتركة للمكتب لعمليّة الإعتقال الفاشلة لـ(ميغيل ليفا). |
Sen daha şanslı görünüyorsun? | Open Subtitles | هل لديك حظ أوفر من جانبك |
Umarım Gurjit'den daha şanslısındır. | Open Subtitles | أملاً بأن تنالي حظاً أوفر من (غورجيت) |