Ve o şerefsizin kamera yerleştirip özel zamanımızı kaydetmesine izin verdin. | Open Subtitles | وسمحت لذلك الحقير بوضع كاميرا لتسجيل أوقاتنا الخاصة معاً؟ |
Hayır. Ben sadece tüm zamanımızı davalarla harcadığımızı düşünüyorum. | Open Subtitles | لا , الأمر فقط أنني شعرت بأننا نقضي كل أوقاتنا |
Bu yüzden yanında düşüncelerimle o çiçekleri gönderdim, geçirdiğimiz güzel zamanları hatırlar, ve belki nostaljik bir buluşmaya karar verir ümidiyle. | Open Subtitles | لهذا كنت أرسل لها زهور مع كتابات تتمني أن تتذكر أوقاتنا السعيدة وأشواق اللقاء |
Sadece ona değil. Hayır hepimizin kötü zamanları olur. | Open Subtitles | ليس فقط هي لا، جميعنا كان لدينا أوقاتنا الصعبة |
Bizim zamanımızda erken evleniliyorduk, erkenden de çocuğumuz olurdu. | Open Subtitles | في أوقاتنا كنا نتزوج باكرا, و نلد أطفالا بسرعة |
En zor zamanlarımızda bile bizi bir arada tutan hep o olmuştur. | Open Subtitles | ،حتى في أصعب أوقاتنا إنه ما كان يساعدنا دائماً |
Ve şimdi tüketiciler için, izleyicilerin geri kalanının tamamı için, kısaca şu şekilde özetleyeyim -- bizi mutlu edecek olan, vakit ve zamanımızı özgünlüğe olan arzumuzu tatmin edecek şeylere harcamaktır. | TED | ثم إلى المستهلكين، لكل شخص آخر ضمن الحضور، دعوني ألخّصها بكل يسر بالقول، بإضطراد، ما الذي سيجعلنا سعداء، هو قضاء أوقاتنا وأموالنا بتحقيق رغبة الأصالة. |
Ve kısa sürede bütün zamanımızı birlikte geçiriyorduk. | Open Subtitles | وسرعان ما صرنا نقضي كل أوقاتنا معا |
Onlar gittiğinde zamanımızı nasıl dolduracağız? | Open Subtitles | كيف سنملأ أوقاتنا عندما يرحلن؟ |
Teşvikleri temel gelire dahil ederek bunu geliştirebilir ve de belki gelecekte karşılaşacağımızı düşündüğüm başka bir problemi çözmek adına birkaç adım atmış oluruz. Bu problem de hepimizin nasıl meşgale bulacağı. Geleneksel işe daha az talebin olacağı bir dünyada zamanımızı nasıl dolduracağız? | TED | ولذا من خلال دمج الحوافز في الدخل الأساسي، قد نتمكن من تحسينه، كما قد نتمكن أيضًا من أخذ عدة خطوات نحو حل مشكلة أخرى والتي أعتقد أننا قد نواجهها في المستقبل، ألا وهي، كيف سنتمكن جميعًا من تحقيق ذاتنا، وكيف سنشغل أوقاتنا في عالم سيكون فيه ربما طلب أقل على العمل التقليدي؟ |
Tüm zamanımızı orada geçirirdik. | Open Subtitles | وفقط قضينا كل أوقاتنا هناك |
Noeldeyiz. Twelve Oaks'u, Tara'yı ve savaştan önceki o zamanları konuşalım. | Open Subtitles | إنه عيد الميلاد، لنتحدث عن "تولف أوكس" و"تارا"وكل أوقاتنا قبل اندلاع الحرب |
Hepimizin zor zamanları olur. | Open Subtitles | جميعنا كان لدينا أوقاتنا الصعبة |
Evet dostlarım size tam da en karanlık zamanımızda geri dönmüş bulunmaktayım. | Open Subtitles | نعم، أصدقائي عدت إليكم في أسوأ أوقاتنا |
Ama, en zor zamanımızda bir kurtarıcı çıktı. | Open Subtitles | لكن في أحلك أوقاتنا, منقذ... |
Bilim insanları nasıldır bilirsin. Laboratuarda çok vakit geçirdiğimiz için, orada rahat oluruz. | Open Subtitles | لمضي معظم أوقاتنا في المختبر حيث نشعر براحة أكبر |
Suzuran'da geçirdiğimiz günleri hatırlıyor musun? O günlerimizde sadece içki ve kavga vardı. | Open Subtitles | هل تتذكر عندما كنت في السوزوران ، كنا نقضي معظم أوقاتنا في تلك المشاجرات الغبية |
Raees kötü zamanlarımızda tek destekçimizdi! | Open Subtitles | كان دعمنا الوحيد خلال أوقاتنا السيئة |