Bak, senin önceliğin belli, benim önceliğim belli. Şu anda çatışıyorlar. | Open Subtitles | إنظر ، أنت لديك أولوياتك ولدي أولوياتي ، الآن هم متشابكين |
Gerçekten, o gece ödevlerimi yapmanın en büyük önceliğim olduğunu mu düşünüyorsunuz? | TED | أحقاً تعتقد أن وظائفي المدرسية تلك اليلة كانت على قائمة أولوياتي ؟! |
Çalışmayı önceliğim haline getirdim ve sınıfla birlikte gelişmeye başladım. | TED | لذا جعلت الدراسة من أهم أولوياتي وسرعان ما بدأت مجهوداتي تظهر داخل القسم. |
Buraya önceliklerimi değiştirmek için geldim ama ilk fırsatta vazgeçiyorum. | Open Subtitles | جئت هنا مقسما لتغيير أولوياتي وفي الفرصة الأولى أترك ذلك |
önceliklerimi belirlediğimi söyledin. | Open Subtitles | قلت بأنّك كنت على يقين انه كانت عندي أولوياتي المباشرة |
Senin adına sevindim ama bu konu şu anda önceliklerim arasında değil. | Open Subtitles | أناسعيدجداًمنأجلك ، لكن الأمر ليس من أولوياتي حالياً |
1997-2002 arasında, BM İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi iken, iklim değişikliği benim için Öncelik taşımıyordu. | TED | و عندما اشتغلت مفوضةً سامية لحقوق الإنسان بالأمم المتحدة في الفترة من 1997 إلى 2002، لم يكن تغير المناخ من أولوياتي. |
Kop kop çocuğum olduğun ve burası tam da eğlenilecek yer olduğu için için Önceliklerimin başında olduğunu bil. | Open Subtitles | أريدك أن تعرف أنك في رأس أولوياتي لإنك رجلي بالحفلة و هذهِ بلدة حفل |
Ben, suç yasa tasarısının birinci önceliğim olduğunu asla saklamadım. | Open Subtitles | لم أخفي حقيقة أن مشروع القانون هو أهم أولوياتي. |
Yani şu anki önceliğim seks. | Open Subtitles | لذلك هذا هو المكان الذي أولوياتي هي الآن. |
Emin ol müzik birinci önceliğim olacaktır. | Open Subtitles | سأتأكد من جعل الموسيقى من أولوياتي القصوى |
Bak, doktor zarar görsün istemem ama önceliğim onun güvenliği değil. | Open Subtitles | لا أريد تضرر الطبيبة لكن على حساب سلامتي ولكن سلامتها ليست أولوياتي |
Ve ne zaman ilgi gerekse, o çocuk benim önceliğim olur. | Open Subtitles | وعندما أعتني بأحدهم يكون ذلك الطفل في قمة أولوياتي |
Beşinci Kol'u durdurmanın ilk önceliğim olduğunu bilmenizi isterim. | Open Subtitles | أريدكِ أن تعرفي أنّني سأضع ردع الرتل الخامس في أولى أولوياتي |
Sanırım kalmalıyım. önceliklerimi değiştireceğim, LA'dan çıkmalıyım. | Open Subtitles | يجب أنني سأعيد أولوياتي علي الخروج من لوس انجلس |
Koç, sadece... önceliklerimi tekrar düşünmem gerek. | Open Subtitles | أيها المدرب يجب علي إعادة ترتيب أولوياتي |
Yerinizde olsam, önceliklerimi tekrar gözden geçirirdim. | Open Subtitles | يسخر من كل هذا لو كنت في مكانكِ , لأعدت التفكير في أولوياتي |
Papa's bana, önceliklerimi belirleme konusunda ikinci bir şans verdi. | Open Subtitles | أعطاني لبابا فرصة ثانية للحصول أولوياتي مباشرة |
Peki neyi yanlış yapmıştım? Başlangıç olarak, önceliklerim çok deliceydi. | Open Subtitles | إذاً ما هو الأمر الخاطئ الذي فعلته ؟ كانت أولوياتي غير منظمة اكثر منه على الصحة. |
önceliklerim değişti. Şimdi, organizasyon planına odaklandım. | Open Subtitles | أولوياتي تغيرت، إنّي الآن مركزة على تخطيط حدث. |
Bana anlattığın gibi, mantığıma Öncelik tanıdım. | Open Subtitles | أنا عَمِلتُ بالضبط كما قُلتَ، أنا فَهمتُ أولوياتي بشكل صحيح. |
İşleri basit tutarım. Önceliklerimin ne olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أبقي الأمور بسيطة، أعرف أولوياتي. |
Bu hep önceliğimdir kendime hala kabiliyetimin olduğunu göstermek daha iyi şeyler yapabileceğimi, çok daha hırslı olabileceğimi diğerlerinden daha iyi olduğumu kendime kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | ،كانت هذه في مقدمة أولوياتي ،أن أثبت لنفسي أنّي لا أزال قادرًا أنّي أستطيع القيام بأشياء أفضل وأنّي أريد أن أكسب أكثر من الأخرين وأثبت أنّي أفضل من الجميع |