Şu anda önceliğim, iyi bir koca ve iyi bir baba olmak. Ölü bir kadını Çin'e sürükleyerek mi? | Open Subtitles | أولويّتي الأولى الآن هو أن أكون زوجاً وأباً صالحاً |
Demek istediğim, eğer beraber iş yaparsak sen benim bir numaralı önceliğim olursun. | Open Subtitles | الأمر هو، سنقوم بهذا العمل سويّا وأنت أولويّتي رقم واحد |
En büyük önceliğim kaynaklarımı güvende tutmaktı. | Open Subtitles | و كانت أولويّتي أن أحافظ على سلامة مصادري |
Kaygılanıyorum... Lakin Kral'ı bulmak en büyük önceliğim! | Open Subtitles | إنّي قلق عليه، لكنّ تحديد مكان الملك هو أولويّتي الأهم. |
O gece dışarda bir akşam içinde 3 milyon $ artıracak. Bu benim önceliğim. | Open Subtitles | تلك الليلة ستساهم في جمع ثلاثة ملايين دولار، تلك أولويّتي |
Kurbanın kim olduğunu bilmeliyim. önceliğim bu. | Open Subtitles | أريد معرفة هويّة الضحيّة هذه أولويّتي |
- önceliğim o olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تكون هي أولويّتي في كل يوم |
- Açıkçası, önceliğim gizlilik değil, hız. | Open Subtitles | -بصراحة، التخفّي لمْ يكن أولويّتي بل السرعة |
önceliğim hastadır. | Open Subtitles | فالمرضى هم أولويّتي |
2,5 milyar nüfuslu halkımızı bu gezegene yerleştirecek yeterince yer yok ve onların güvenliği benim önceliğim. | Open Subtitles | لا توجد هناك مساحة على هذا الكوكب، لإستيعاب جميع سكاننا البالغين 2.5 مليار وسلامتهم هي أولويّتي القصوى لذا سيتعيّن علينا... |
Benim önceliğim Başkan Weldon'dır. | Open Subtitles | العُمدة (ويلدون) هو أولويّتي. |