Oliver, sorun olmayacağını halledeceğini söyledi. | Open Subtitles | قال لي أوليفر أنه لن يكون هناك مشكلة بأنه قد إعتنى بها |
Oliver evinizde doğru dürüst yemek yiyemediğini söyledi. | Open Subtitles | ...قال لي أوليفر أنه لا يشعر أنه يمكن أن يأكل بشكل مناسب في شقّتكَ |
Oliver yiyecek bir şey olmadığını söylediğinde, biliyorum tuhaf geliyor ama belki de bu beslenemediğini ifade etme şekil değildir. | Open Subtitles | حين يقول أوليفر أنه لا يوجد شيء للأكل أستطيع القول أن هذا يبدو غريباً قليلاً لكن ربما هي إحدى طرقه لأن يقول أنه لا يشعر بالرعاية |
Ve Oliver sizi üzmek istemediği için bu konuda sizinle konuşamayacağını düşünüyor. | Open Subtitles | و... يشعر أوليفر أنه لا يمكنه التحدّث عن ذلك لأنه لا يريد أن يُزعجكما |
Oliver dün gece kalp krizi geçirdiğini sanmış. | Open Subtitles | اعتقد (أوليفر) أنه أصيب بنوبة قلبية ليلة أمس؟ |
Sadece Oliver'ın bunu benden saklama ihtiyacı duymamasını isterdim. | Open Subtitles | أنا فقط أتمنى أن لا يشعر (أوليفر) أنه اضطر إلى إخفاء ذلك |
Clark, eğer Oliver hastaneye gitmek istemiyorsa eminim iyi bir nedeni vardır. | Open Subtitles | كلارك)، إن قال (أوليفر) أنه يريد تجنب الأطباء والمستشفيات، أنا واثقة أنه لسبب وجيه. |
Oliver onun bizi Lex'e götürebileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | يظن (أوليفر) أنه سيقودنا لـ(ليكس). |