İlk fırsatta hala denetimin bizde olduğunu herkese göstermeliyiz. | Open Subtitles | في أولِ فُرصَة، نُظهِرُ للجَميع أننا ما زِلنا نُمسكُ زَمامَ الأمور |
İlk dövüşünün olduğu gün uçman doğru mu sence? | Open Subtitles | تظُنُ أنهُ عليكَ أن تَتعاطى اليوم في أولِ مباراةٍ لَك؟ |
Bu kamera ekibi senin ilk gününü çekmek için izin aldılar. | Open Subtitles | لقد تَمَّ التَصريح لفَريق التَصوير هذا أن يُرافِقكَ في أولِ يومٍ لك |
İlk avımı vurduktan sonra babam bu bıçağı verdi. | Open Subtitles | أبي أعطاَني ذلك السكينِ بعد أولِ قتلِ لي |
Ona... Ona ilk uçakla eve geleceğimi söyle. | Open Subtitles | أخبريها أنني سأعود للبيت على متنِ أولِ رحلة |
Ayrıca ilk IŞİD muhbir operasyonumuzla aynı günde olması da acayip bir tesadüf. | Open Subtitles | كما أنَّها لمصادفةٌ عظيمة ليومِ علميتُنا الكبيرة مع أولِ مُخبرٍ عن الخليةِ الإرهابيّة, أليس كذلكْـ؟ |
Bu tıpkı bir kızla ilk defa birlikte olmak gibidir, bilirsin. | Open Subtitles | مثل أولِ مرة كُنْتَ فيها مَع أيّ بنت |
Sanırım Kelso'nun söylemeye çalıştığı belki de iyi bir ilk izlenim sağlayamıyorsundur. | Open Subtitles | أعتقد الذي كيلسو يُحاولُ قَول ذلك... لَرُبَّمَا أنت لا تَجْعلُ أفضل إنطباعِ أولِ. |
Mimarlık sınavını ilk girişimde verdim. | Open Subtitles | إجتزتُ إختبار الهندسة من أولِ محاولة.. |
İlk öpüştüğümüzdeyse fark ettim ki hiçbir şey istemiyorum. | Open Subtitles | وفي أولِ قبلةٍ بيننا، أدركتُ باني لا أُريدُ شيئًا... |
Belki bıraktığın ilk izlenim harika değildi. | Open Subtitles | .ربما لمْ أحظى بأفضلِ أولِ إنطباعٍ عنك |
İlk söylediğin, cevaba daha yakın. | Open Subtitles | أنك تُصبحُ دافئ أولِ واحد. |
Yani, eğer hacılar ilk Şükran Günü'nde hindi yeseydi, ne olacağını kim bilebilirdi ki? | Open Subtitles | إن كان حجاجُ البيتِ قد تناولوا (الديكـَ الروميَ) في أولِ عيدِ شكرٍ لهم |
- İlk günümden mi? | Open Subtitles | - في أولِ يومٍ لي؟ |