| Yarın genç bayan, düzgün giyiniyorsun yoksa derhal eve gidersin. | Open Subtitles | غذاً أيتها الشابة إما زياً مناسباً أو ستعودين إلى منزلك |
| - Onlar çatlaklar, genç bayan. Üç çocuğum var benim. | Open Subtitles | تلك علامات تمدد الجلد أيتها الشابة لقد أنجبت ثلاثة أطفال |
| genç bayan, sinirlenmiyorum. Sadece biraz golf oynamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أيتها الشابة , لست غاضباً ولكننى أحاول لعب الغولف فحسب |
| Yeni araba kokusunu söylemiyorum bile. Ne dersiniz küçük hanım? | Open Subtitles | ناهيك عن رائحة السيارة الجديدة ما رأيك أيتها الشابة الصغيرة؟ |
| Ben... Bence, büyük bir hata yapıyorsunuz küçük hanım. | Open Subtitles | أعتقد أنك ترتكبين خطأ فظيعا ، أيتها الشابة |
| Şu ankinden daha bağlı bir hâlde olmanızı bekliyordum genç hanım. | Open Subtitles | أعترف أنني توقعت أن تكوني مقيدة أكثر من ذلك، أيتها الشابة. |
| Sizi bir yere bırakayım mı, genç bayan? | Open Subtitles | هل يمكننى أن أصطحبك لمكان ما أيتها الشابة ؟ |
| Ve genç bayan, burası da sizin odanız. İçeride temiz giysiler bulacaksınız. | Open Subtitles | ولك ، أيتها الشابة ، هذه غرفتك ستجدى ملابس جديدة هنا |
| Ayrıca başka bir problemimiz de var, genç bayan. | Open Subtitles | ولكن ثمة مشكلة أخرى تواجهنا أيتها الشابة |
| Affedersiniz genç bayan, acil durum, FBI. | Open Subtitles | ربما معذرة أيتها الشابة إتصال طوارىء،المباحث الفيدرالية |
| Şimdi biraz makul davranmaya çalış, genç bayan. | Open Subtitles | الآن, حاولي أن تكوني شاكرة, أيتها الشابة الصغيرة |
| Evet, ne düşündüğünü anlıyorum. genç bayan, işe alındın. | Open Subtitles | نعرف ما تقصده ، أيتها الشابة ، تم توظيفك |
| Şey, tabii açığım genç bayan, ama bu kasabada ne işiniz var? | Open Subtitles | بالتأكيد متجري مفتوح أيتها الشابة ولكن.. ما الذي تفعلينه في البلدة؟ |
| Hey, bu hiç de hoş bir parti lisanı değil, genç bayan. | Open Subtitles | هذه ليست طريقة نتحاور بها في مأدبة شواء أيتها الشابة |
| genç bayan, tetikleme davranışlarına ait tüm kayıtlara ihtiyacım var. | Open Subtitles | أيتها الشابة أنا أطبق القوانين المتعلقة بسوء السلوك |
| O kuru temizleme poşetinin içindeki elbise dolabın dibindeyse çok pişman olursun küçük hanım. | Open Subtitles | إن كانت الملابس من كيس النشّافة على الارض عند خزانتي ستندمين كثيراً أيتها الشابة |
| Dikkat et. Bir yerlerini inciteceksin, küçük hanım. | Open Subtitles | توخي الحذر ستعرّضين نفسكِ للأذى أيتها الشابة |
| Kendine çok iyi birini bulmuşsun, küçük hanım. | Open Subtitles | حصلت لنفسك على جائزة حقيقية أيتها الشابة |
| genç hanım, elinizde çalınmış mal bulundurmaktan tutuklusunuz. | Open Subtitles | هذا واحد من قمصاننا أيتها الشابة ، أنت مقبوض عليك بتهمة امتلاك ملكية مسروقة |
| İşimi elimden almaya mı çalışıyorsun genç hanım? | Open Subtitles | هل تحاولين سرقة وظيفتي أيتها الشابة الصغيرة؟ |
| Her neyse, bugün senin için özel bir gün, genç hanım. | Open Subtitles | على كل الأحوال , هذا يوم مميز لكي أيتها الشابة |
| Affedersiniz, şunu tutabilir misiniz hanımefendi? | Open Subtitles | معذرة ن أيمكنك حمل هذا من فضلك أيتها الشابة ؟ |
| Şimdi, küçük bayan. | Open Subtitles | الآن، أيتها الشابة |
| "Genç anneler çocuğunuza sahip çıkın yoksa başınıza bir iş gelebilir!" | Open Subtitles | أيتها الشابة اعتني بأطفالك وإلا إعترض الأذى طريقَكَ |