Eisenhower'a uçağın kayıp olduğu ve kamuya bir açıklama yapılması gerektiği iletildi. | Open Subtitles | ،تم إعلام أيزنهاور بفقدان الطائرة وإحتمالية أن تكون هناك حاجة لبيان عام |
Ama arada bir Dwight Eisenhower'ın dediği gibi bazı problemleri çözmenin yolu onu büyütmekten geçer. | TED | ولكن من حين الى اخر كما قال دوايت أيزنهاور طريقة حلك للمشكلة هي في ان تجعلها اكبر |
Siyasette, Adlai Stevenson gibi nadir bulunan ciddi adaylar, Eisenhower gibi resmi kişiler tarafından kolayca alt edilebilir. | TED | في السياسة، المرشح السياسي الذي يتمتع بالجدية، مثل أدلاي ستيفنسون يهيمن عليه بسهولة شخص رصين مثل أيزنهاور. |
Demek istediğim, Microsoft Word, Eisenhower hükümeti zamanında sadece bir kelime işlemcisiydi. | TED | أقصد أن برنامج مايكرو سوفت وورد كان في البداية معالج نصوص على أيام، إدارة أيزنهاور |
Üstlerinin yoğun baskısı altında kalan Eisenhower sonunda Montgomery'nin tarafına geçti, ve Piyasa Bahçesi planı gerçekliğe kavuştu. | Open Subtitles | أيزنهاورتحتضغطكبيرمنرؤسائه أتفق أيزنهاور أخيرا مع منتجومري وتحولتحديقةالسوقالى حقيقةواقعة |
General Eisenhower ile daha önce görüştüm. | Open Subtitles | و كان قد قابل الجنرال أيزنهاور و كلنا نشعر |
Başkan Dwight D. Eisenhower'ın Ulusa Veda Konuşması. | Open Subtitles | الرئيس دوايت أيزنهاور وداع العنوان للأمة |
ABD BAŞKANI HARRY TRUMAN, MAYIS 1945 General Eisenhower beni Alman güçlerinin, Birleşik Devletlere teslim olduğundan haberdar etti. | Open Subtitles | الجنرال أيزنهاور يبلغني أن القوات الألمانية قد استسلمت إلى الأمم المتحدة الرئيس هاري ترومان 8مايو 1945 |
Açık Semalar her iki ülke için birbirlerinin hava sahasında serbestçe uçmayı, gözlemlemeyi, fotoğraf çekmeyi, olan biteni izlemeyi ve ek olarak Eisenhower'ın tanımladığı üzere her iki taraf arasında karşılıklı askeri programların detaylı planlarının değiş tokuşunu içeriyordu. | Open Subtitles | تتضمن إقنراح السماوات :المفتوحة كلًا من أولًا الجنرال: أندرو جودباستر مساعد للرئيس أيزنهاور |
Eisenhower onların teklifine kuşkuyla bakıyordu ve Donanmaya, Vanguard adındaki yeni uyduyu yalnızca barışçıl ve sivil amaçlar için üretmek üzere bu işi vermeye karar verdi. | Open Subtitles | كان أيزنهاور متشككًا بخصوص مقترحاتهم وقرر إستدعاء البحرية ،لإنتاج قمر صناعي جديد ،كما استدعى الطليعة أيضًا |
Eisenhower için kısıtlama müzakeresi yapmak zordu... | Open Subtitles | كان من الصعب على أيزنهاور ،أن يتفاوض لضبط النفس |
Eisenhower, savunma bütçesine 12 milyar dolarlık ek kaynağı onayladı. | Open Subtitles | أقر أيزنهاور 12مليار دولار إضافية لميزانية الدفاع |
Eisenhower'ın 156.000 askeri vardı ve 8 muhtemel çıkarma noktası, bu da demektir ki- | Open Subtitles | كان أيزنهاور يملك 156.000 رجل من أجل 8 معارك محتملة و هذا يعني |
Eisenhower da Beyaz Saray'dan helikopterle ayrılmış diye duydum. | Open Subtitles | سمعت أنّ أيزنهاور يخلي البيت الأبيض في طائرة هليكوبتر. |
Eisenhower, ülkeleri modernleştiren. | TED | ثم أيزنهاور الذي احضر الحداثة للبلد |
Eisenhower'ı destekliyorum. | Open Subtitles | انتخبت ايزنهاور اليوم أنا مع أيزنهاور |
Her zaman sorunlarla karşılaşırsınız ancak General Eisenhower müttefiklerin başkomutanı olarak, farklı milletlerden askerlerle iyi geçinmek konusunda oldukça hünerliydi. | Open Subtitles | أعتقد أنه دائماً ما كانت لديه مشكلة "كـاىسمرسبى" "قائدة سيارة "أيزنهاور |
General Eisenhower, Avrupa'daki başarıları nedeniyle, bir kahraman gibi karşılandı. | Open Subtitles | جنرال (أيزنهاور) يلقى أستقبال الأبطال (عقب أنـتصـاره المـدوى فـى (أوروبـا |
Eisenhower'ın karşılaştığı bir başka sorun da buydu. | Open Subtitles | و كان أيزنهاور يواجه مشكلة أخرى |
...ama Eisenhower bile bu kadar aptal değildir. | Open Subtitles | و لكن حتى أيزنهاور ليس بهذا الغباء |
Doğru, Ike'tan hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | "ذلك صحيح، أنا لا أحب "أيك *أيك هو أسم آخر للرئيس أيزنهاور* |