aynı zamanda, salgını ilk başlangıç zamanında görebileceğimiz bir yer. | TED | وتمكن أيضاً من كشف بداية إنتشار الوباء في وقت مبكر. |
Yenilgi sadece kılıçla olmaz, aynı zamanda halkla da olur. | Open Subtitles | الهزيمة لا تكون بالسيف وحده، لكن أيضاً من قبل الجمهور |
ayrıca tüm dikkatlerin üzerinde toplanmasının hoş olmayacağı konusunda da uyarmıştım. | Open Subtitles | وحذرتُكِ أيضاً من أنّ دائرة الضوء مكان قبيح جداً للتواجد فيه |
Ve ayrıca neyin gerçek ve neyin dijital olarak oynanmış olduğunu söylemek de gerçekten zor. | TED | و أيضاً من الصعب التمييز بين ما هو أصلي و ما هو متلاعب به رقمياً. |
İkinci askerin künye numarası 4077'ydi ve o da Seine yakınlarındandı. | Open Subtitles | الجندي الثاني يحمل البطاقة رقم 4077 أيضاً من قرب الشبكة |
Bana haber vermeden telefon görüşmesi yapmasını da yasaklamalıyız. | Open Subtitles | و لا للأتصالات الهاتفية أيضاً من دون أبلاغي أولاً |
Ben aynı zamanda ilk inanlar da olup olmadıklarını öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | لكنني أُريد أن أعرف ما إذا كانوا أيضاً من أوائل المؤمنين. |
Romantik ve devrimci biri olan Neruda, 20. yüzyılın en ünlü, ama aynı zamanda en çok tartışılan şairlerinden biriydi. | TED | كان الرومانسي والثوري نيرودا يُعد من أكثر شعراء القرن العشرين شهرةً، لكن أيضاً من أكثرهم تفتحاً وإثارة للجدل. |
aynı zamanda bu bölgedeki... 7 telefon kulübesinden görüş sağlanabiliyor. | Open Subtitles | .. و يمكن رؤيتها أيضاً من سبع مقصورات هنا |
İngilizler hala korku içindeydi, sadece işgal korkusu da değil, aynı zamanda içerdeki düşman korkusu da. | Open Subtitles | مازال الخوف يخيم على البريطانيين ليس فقط بسبب أحتمالات الأجتياح الخارجى بل أيضاً من أحتمالات أختراق الجبهه الداخليه |
aynı zamanda eğlenceli bir uyuşturucu satıcısıydım. | Open Subtitles | و لكنني كنت أيضاً من يؤمن المساعدات و المواعدة |
Ama aynı zamanda bunu düzeltecek kişi de sensin. | Open Subtitles | لكن أنتِ أيضاً من بإمكانها إنهاء كل هذا هنا |
ayrıca iki yeni yiyecek tezgâhı açtı ve şu anda kendi restoranını açmak için planlar yapıyor. | TED | وأنشأت اثنين أيضاً من أكشاك الطعام الإضافية وتقوم الآن بالتخطيط من أجل إنشاء مطعمها الخاص. |
Samuray olabilir ama ayrıca etten kemikten bir insandı. | Open Subtitles | ربما كان ساموراى لكنه كان إنساناً أيضاً من لحم ودم |
ayrıca akrofobi ve klostrofobim de var. | Open Subtitles | أعاني أيضاً من خوف الإرتفاع والخوف من الأماكن الضيقة |
ayrıca mahkeme üyelerinden bu tanığın şahitliğinin göz önüne almamalarını istiyoruz. | Open Subtitles | نطلب أيضاً من المحكمة إعلام أعضاء المحكمة ألا يعيروا أي اهتمام بهذه الشهادة |
Bunun önemi yok, çünkü annesi, 8 yaşındaki atıcıya rüşvet verdi, ki bu arada, o da takımdan atılmış. | Open Subtitles | لا يهمّ لأن والدته قامت برشوة رامي الكرة بعمر الـ8 سنوات بالمناسبة لقد طرد أيضاً من الفريق |
Miguel, anıların mimarı, o da yıldızlara aşık. | Open Subtitles | ميجيل و الذي هو مهندس للذاكرة هو أيضاً من عشاق النجوم |
Maya maskesi... saf altın... ayrıca, bir Kelt tabağı... o da saf altın. | Open Subtitles | قناع صلاة المايا من الذهب الخالص وايضاً طبق كلتيك ، أيضاً من الذهب الخالص |
Bana haber vermeden telefon görüşmesi yapmasını da yasaklamalıyız. | Open Subtitles | و لا للأتصالات الهاتفية أيضاً من دون أبلاغي أولاً |