Ama ilginç olan bir şey de, bunların hiçbirinin ölçekli olmamasıydı. | TED | ولكن ما كان مثيراً للاهتمام أيضاً هو أن أياً منها لم يكن قياسياً. |
Ama bu akşam burada olmamın nedeni de bu çünkü başarı fırsatı hâlâ erişilebilir durumda. | TED | لكن هذا أيضاً هو سبب وجودي هنا، لأن باب النجاح لا يزال مشرعاً على مصراعيه. |
İkinci kötü haber de şu, Milis Teşkilatı 18 yılın ardından istifa etmemi istedi. | Open Subtitles | والخبر السيئ أيضاً هو أن الحرس الوطني طلب مني الإستقالة بعد 18 عاما |
O da üzgündü. Ve benim de onun herşeyi olduğumu hissettim. | Open Subtitles | هي أيضاً كانت حزينة جداً، وشعرتُ أنني أيضاً هو كل ما تملكه في العالم. |
Ayrıca bahar aynı zamanda bir adamın hayallerini de takıntıya dönüştürebilir | Open Subtitles | الربيع أيضاً هو حين يتحول إعجاب رجل شاب إلى هوس |
Ben de prensi arıyorum. O ülkeyi kurtarmamıza yardım eder. | Open Subtitles | أنا أبحث عنه أيضاً هو سيساعدنا لإستعادة زمام الأمور |
- Ben de yapamam. Kendi hür iradesiyle burada. | Open Subtitles | و لا أنا ألومه أيضاً, هو هنا بإرادته التامة |
Sen de kalabilirsin. Evi büyük. | Open Subtitles | أوه, يمكنك البقاء, أيضاً, هو لديه منزل كبير |
- Para vermediğini de hatırlıyorum. | Open Subtitles | نعم، أَتذكّرُ أيضاً هو لَمْ يَدْفعْ ثمنه. |
Tedavi edilen hastaların akrabalarını gördüğünde de ilginç bir durum oluyor. | Open Subtitles | أتعلمين مالمشوق أيضاً هو رؤية أقارب المرضى الذين عالجناهم, دورهم في قصصهم التي سمعناها |
Seni sadece oğluna eş olarak seçmedi aynı zamanda evin de kadını olacaksın. | Open Subtitles | لم يختاروكِ حتى تكوني مجرّد زوجة بل أيضاً هو مصير امرأة |
Gözden kaçan bir başka şey de Stan'in tazminat anlaşmasını imzalamayışı. | Open Subtitles | الذي ضاع أيضاً هو أن "ستان" لم يوقع على ورقة الإنفصال |
Arkadaşı, Jim'in de ortak olmasını istedi. | Open Subtitles | أيضاً هو أراد جيم أن يكون من ضمن الشركاء |
Tabii, mümkün ama olmayan şeyleri gördüğü de inkar edilemez. | Open Subtitles | نعم، أعني الأمر ممكن لكن أيضاً هو يتخيل أشياء ليست موجودة |
Kavga günü de değil eğer o yüzden geldiysen. | Open Subtitles | أيضاً هو ليس يوم للقتال إذا كان هذا ما أتى بك |
Yine de Yüzbaşı Hastings'in de sizinle gitmesini isterdim. | Open Subtitles | لكن عندما Poirot مَلْفُوفُ، أيضاً هو خطرُ. |
İzlanda'da seni yenen de kocamdı. | Open Subtitles | وكان زوجي أيضاً هو من هزمك في آيسلندا |
Evet, biliyorum. Ben de. Az kaldı. | Open Subtitles | أجل ,أعلم وأنا أيضاً هو يطرق الباب |
Daha önce de bir kaç kez... Ona ve kankilerine. | Open Subtitles | وفي مرّات سابقة أيضاً هو ورفاقه الصغار. |
Başvurdum, ama onu almamın sebebi babamın isminin de Cal olması. | Open Subtitles | أتئولين إلى (كال)؟ أجل، لكنّيلديّذلك.. لأن أسم أبي أيضاً هو (كال). |