| Bir yolunu bulacaksın Yüzbaşı yoksa ikisini de vurmamı mı tercih edersin? | Open Subtitles | ستجد طريقة أيها النقيب أم تفضل أن أطلق النار على كلاهما الآن؟ |
| Olumsuz Yüzbaşı. En az üç saat daha gerektiğini söyle. | Open Subtitles | فاوضه أيها النقيب أخبره أنك بحاجه لثلاث ساعات على الأقل |
| Sizin gibi sadık biri Savunma Bakanlığı'nın çok işine yarayabilir Yüzbaşı. | Open Subtitles | يمكننا الإستفادة من رجل مخلص مثلك في قسم الحرب, أيها النقيب. |
| Üzgünüm Şerif, ama oğlunuz bu işin içinde ve onu bulmamıza yardım etmezseniz hem o hem de Stephanie Wilson ölecek. | Open Subtitles | كان يفعل ذلك لكي للتهرب من الكشف أنا أسف , أيها النقيب لكن ابنك متورط في هذا واذا لم تساعدنا في ايجاده |
| İçin bunu, Yüzbaşım. geceleri soğuk oluyor burası. | Open Subtitles | إشرب هذا أيها النقيب. الجو صقيعي في الشرفة هنا.. |
| ATC'yi deneyebilirsiniz, Yüzbaşı. | Open Subtitles | يمكنك الإنتظار فى برج المراقبة أيها النقيب |
| Bu kasabada şarap falan yok Yüzbaşı. Bir hayalin peşindesiniz. | Open Subtitles | لا يوجد نبيذ في هذه البلدة، أيها النقيب أنت تبحث عن وهم |
| - Yüzbaşı, Şerifi bilgilendirin lütfen. - Evet efendim. | Open Subtitles | أيها النقيب, هل تطلع الشريف على ما يحصل إذا سمحت |
| Yüzbaşı McKay, Müfettiş Moore'la yer değişin lütfen. | Open Subtitles | أيها النقيب ماكاي ,هل يمكنك تبديل الأمكنة مع المحققة مور؟ بالتأكيد |
| Yüzbaşı, bence daha fazla adama ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | اعتقد اننا سنحتاج الى رجال أكثر من هذا، أيها النقيب |
| Kaza falan değildi Yüzbaşı. | Open Subtitles | اوة,لم يكن هناك حادث عرضي بهذا الصدد,أيها النقيب |
| Yüzbaşı, neden 'Aralık Arazi'ye doğru ilerlemiyorsunuz? | Open Subtitles | ولماذا, أيها النقيب, لم تتقدم إلى منطقة القتال؟ |
| Yüzbaşı, şüpheli vakayı bir kenara bırakırsak, sizce Yüzbaşı Blackadder genelde emirlere itaat etmeyen türde bir kişi midir? | Open Subtitles | أيها النقيب, بعيداً عن القضية التي نناقشها، هل تعتقد بأن النقيب بلاكادر هو من الرجال الذين يعصون الأوامر؟ |
| - Zamanın farkındayım, Yüzbaşı. - Anlaşıldı efendim. Sadece hatırlattım. | Open Subtitles | ـ أدرك الوقت تماماً، أيها النقيب ـ نعم سيدي, أعلمك فحسب |
| Sesinin tonunu hiç beğenmiyorum Yüzbaşı. Bu olasılığı düşünmüştük. | Open Subtitles | لا تروق لي نبرتك أيها النقيب خطّطنا لهذا الاحتمال |
| Yüzbaşı, özel mektuplar da kaçak mal mı sayılıyor? | Open Subtitles | أيها النقيب ، هل الرسائل الخاصّة غير شرعيّة ؟ |
| - Şerif, buranın dilini öğrenmeye çalışıyorum da. | Open Subtitles | مرحباً أيها النقيب أنا أحاول أن أتعلم اللهجة الجنوبية |
| Yüzbaşım, Ordu Radyosunu alabiliyorum. Yayını uçağa vereyim mi? | Open Subtitles | أيها النقيب ، لدي إذاعة القوات الأمريكية ، هل أضعها على الخط؟ |
| Kaptan, sanığın bilinç durumunu nasıl açıklayabilirsiniz? | Open Subtitles | أيها النقيب, هل لك أن توصف لنا حالة المتهم العقلية ؟ |
| Daha yeni tanıştık Çavuş. | Open Subtitles | من باب العلم بالشيء أيها النقيب لقد إلتقينا للتو |
| Bu, sizin işiniz Komiser. İsterseniz seve seve paylaşırım. | Open Subtitles | إنها وظيفتك أيها النقيب يسرني مشاركتها معك إن شئت |
| Baş komiserim, Roderick Çetesi her an ortaya çıkabilir. | Open Subtitles | أيها النقيب , عصابة رودريك يمكن أن يخرجوا في أية لحظة |
| Seni acı çekerken görmekten zevk almıyorum Şef. | Open Subtitles | لا أبتهج لرؤيتك تعاني أيها النقيب |
| albay Cummings, bu benim yardımcım, Bay Carlson. | Open Subtitles | أيها النقيب ـ كامينغ ـ هذا نائبي السيد ـ كارلسن ـ |
| - Günaydın efendim. Bugün savaştınız mı Teğmen? | Open Subtitles | هل شاركت في معركة اليوم أيها النقيب ؟ |
| Pekâlâ, Başkomiserim boş olan tek yer eski karımın yatak odası ki orası yasak bölge. | Open Subtitles | اوكي, حسناً ,أيها النقيب غرفة النوم الوحيدة هي غرفة زوجتي السابقة التي هي بصرامة محظورة |
| Atlanta'da biz hep böyleyiz amirim. | Open Subtitles | -هكذا نفعلها في "أتلانتا" أيها النقيب |