Sanırım seninle her şeyi paylaşabilirim. | Open Subtitles | وأعتقد أنه يمكنني حصة أي شيء وكل شيء معكم. |
Tanrı'nın inayeti ve kutsamasıyla aklımıza gelen her şeyi yapabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نفعل أي شيء وكل شيء ونعرف أن الرب معنا ويبارك لنا |
Sarah, hakkında bilgi bulabilmek için çöpünü, telesekreterini banka hesaplarını, kullandığın ilaçları, her şeyi karıştıracaklar. | Open Subtitles | إنتهت حياتكما العادية منذ ساعات. ونعم ساره، سيجدون أي شيء وكل شيء عنك |
İstediğini elde etmek için, her şeyi ama her şeyi söyleme ve yapma geçmişini göz önüne alınca, sana inanacağımı sanmıyorum. | Open Subtitles | وبالنظر لتاريخ أقوالكِ وأفعالك تقولين وتفعلين أي شيء وكل شيء ،لتحققي هدفكِ لا أظنُّ أنني أصدّقكِ |
Aşk için her şeyi yapmış iki kişiyiz. | Open Subtitles | .. ألا تري، نحن اثنان فعلا أي شيء وكل شيء من أجل الحُب |
Ayrıca her şeyi sorabileceğin konusunda rahat ol. | Open Subtitles | ويرجى، لا تتردد في طلب أي شيء وكل شيء. |
Birden sanatçılar trampetten, Funky Meters'tan, Ron Carter'ın bas dizilimine, "The Price Is Right" müziğine kadar rastladıkları her şeyi örnekleyebilir duruma geldi. | TED | فجأة، يمكن للفنانين أخذ أجزاء من أي شيء وكل شيء جاء قبلهم، من طبلة فريق فَنكي ميتر، إلى آلة رون كارتر الأساسية، الموضوع ل"السعر مناسب." |
Bay Stark'ın istediği her şeyi yaparım. | Open Subtitles | أنا أفعل أي شيء وكل شيء يطلبه السيد (ستارك) |
İstediğiniz şeyi, her şeyi söyleyebilirsiniz. | Open Subtitles | بإمكانكم قول أي شيء وكل شيء |
Hiçbir şeyi ve her şeyi bulmak için gireceğin yerdir orası. | Open Subtitles | لكنه حيث تجد أي شيء وكل شيء |
Ne olursa olsun, her şeyi. | Open Subtitles | أي شيء وكل شيء |