Sanırım Tamara'ya anlatacağım şey bu olurdu hayatında insanı ağlatan, duygulandıran şeyleri bulması gerektiğini. | Open Subtitles | أَحْزرُ ذلك ما سأقوله ل تامارا أن تجد تلك الأشياءِ في الحياةِ التي تَبكيها تجعلها تشعر |
Sanırım saçlarını bu kadar hoş yapan şampuanın adı değildir. | Open Subtitles | أَحْزرُ ذلك لَيسَ الشامبو الذي يَبقي شَعرَكَ رائعَ جداً. |
Sanırım BAU'nun babalarından biri olmak bunu gerektiriyor. | Open Subtitles | أَحْزرُ ذلك ما يتطلب لِكي يَكُونَ أحد العرّابين بي أي يو. |
Sanırım bu birileri için komik olabilir, ama senden DNA örneği almak için mahkeme izni alıp, bunu Lauren ve Emily'de bulduğumuz spermle eşleştirirsek, o şaka sen olacaksın bayım. | Open Subtitles | أَحْزرُ ذلك مضحكُ إلى شخص ما. لكن عندما نُصبحُ a تفويض لdnaكَ ويَجاريه إلى المني وَجدنَا في lauren وemily، |
Sanırım Tamara'ya bunları söylerdim. | Open Subtitles | أَحْزرُ ذلك ما سأقوله ل تامارا |
Evet, Sanırım bu da bir bakış. | Open Subtitles | نعم، أَحْزرُ ذلك واحد طريق نَظْر إليه. |
Evet. Sanırım. | Open Subtitles | نعم، أَحْزرُ ذلك |
Sanırım bu benim yeni rolüm | Open Subtitles | أَحْزرُ ذلك دورُي الجديدُ |
Sanırım buraya kadarmış. | Open Subtitles | حَسناً، أَحْزرُ ذلك ذلك. |
Sanırım doğru. | Open Subtitles | أَحْزرُ ذلك حقيقيُ. |
Tamam, o zaman, Sanırım hepsi bu kadar. | Open Subtitles | حَسَناً اعتقد أَحْزرُ ذلك |
Sanırım. | Open Subtitles | أَحْزرُ ذلك |