Tüm birimler. Bir polis vuruldu. Tekrar ediyorum. | Open Subtitles | لكل الوحدات، الظابط أُصيب أكرر، الضابط أُصيب |
Hunt ve Nowakowski saldırının ilk dakikalarında öldüler ve McManus'ta vuruldu, böylece onun Ross'u öldürme şansı oldukça az. | Open Subtitles | هَنت و نواكوسكي ماتا خِلالَ الدقائِق الأولى منَ الهجوم و ماكمانوس أُصيب |
12 mermi kovanı var ve sadece bir kişi yaralandı... | Open Subtitles | هناك 12 من أغلفة القذائف، و شخص واحد فقط أُصيب |
Bu öğleden sonra, Beverly Hills'te gerçekleşen kuyumcu soygununda çıkan çatışmada bir kişi öldü, bir kişi de yaralandı. | Open Subtitles | أحدهم قد مات ، والآخر أُصيب في تبادل طلقٍ ناريّ بعد عملية السرقة التي حصلت ظهر هذا اليوم في بيفرلي هيلز |
Kafasından vurulmuş, yüzüne yumruk yemiş ve kakanın içine atılmış. | Open Subtitles | أُصيب بعيار ناري في الرأس، لُكم في الوجه, ووضع في البراز |
Kral ve ülkesi adına yaralanan bir adamdan bahsediyoruz. | Open Subtitles | يُدمّر رجلاً لبقيةِ حياتهِ ليس رجلاً أُصيب بجروح في خدمة الملك والوطن |
Üçüncüsü, mahkum polis gözetiminde vuruldu ve sonra son durumuyla ilgili bir şeyler. | Open Subtitles | الثالثة، أن السجين أُصيب بطلق ناري وهو تحت حراسة الشرطة ونذكر شيئًا عن حالته. |
Kırmızı alarm. Polis vuruldu. Yaralı var. 108. | Open Subtitles | حالة خطره , ضابط أُصيب ضابط أُصيب إطلاق نار |
Tüm birimlere.. ...polis memuru vuruldu. | Open Subtitles | جميع الوحدات, جميع الوحدات لدينا ضابط أُصيب |
- Hayır, yaralısın. Dün vuruldu. - İyi olacağım. | Open Subtitles | لا ، أنت مُصاب ، لقد أُصيب بطلق ناري بالأمس |
İtibarım zarar gördü ve uşağım vuruldu efendi! | Open Subtitles | سمعتي تدمرت وخادمي أُصيب بطلق ناري، سيدي. |
Ve çapraz ateşte, genç bir polisimiz yaralandı. | Open Subtitles | و أن إحد رجال الشرطة الشبان قد أُصيب في الإشتباكات |
Beni hücreme götürürlerken bir gardiyan yaralandı. Benim başımda dikilen gardiyan da ona yardıma gitti. | Open Subtitles | كانوا يُعيدونني إلى الزنزانة، ثم أُصيب الحارس، الآخرين تركوني أذهب لمساعدته |
Yani, kurban kıçından vurulmuş sonra hala belirlenemeyen bir şekilde öldürülmüş sonra katil mermiyi oyup çıkarmış... | Open Subtitles | إذن الضحية قد أُصيب في المؤخرة و ثم قُتل بطريقة لم تتحدد لحد الآن و بعدها القاتل إستخرج الرصاصة |
yaralanan var mı? | Open Subtitles | لديّ أصدقاء هنا هل أُصيب أحد ؟ |
Hank, kalp krizini orada geçirmiş. | Open Subtitles | وقد أُصيب بالأزمة القلبية أثناء وجوده هناك |
Çatışmada yaralanmış, Ağustos 1940, malulen terhis edilmiş. | Open Subtitles | أُصيب فى حادثه فى اغسطس 1940 وتم تسريحه بشرف الجنديه |
Alfred Wegener, I. Dünya Savaşı'nda askere alınmış ama kısa süre sonra yaralanmıştı. | Open Subtitles | لبناء الدعور العلمية لها جُنِّدَ ألفريد فيجنر خلال الحرب العالمية الأولى و لكنه أُصيب بعد ذلك |
Tek söyleyebileceğim polis gözetiminde olduğu bir sırada vurulduğu. | Open Subtitles | كل ما يمكنني إخباركما به، أنه أُصيب وهو تحت حراسة الشرطة. |
Tanrı aşkına dinlen biraz. Vurulan yeleğimdi. Geçmesi biraz zaman alacaktır. | Open Subtitles | درعي الواقي، أُصيب يُمكنه الاستراحة قليلاً |
Önce çocuklar Jane ve Martin geldi, Rupert sonradan sakatlandı. | Open Subtitles | الأطفال هم من ذهبوا لهناك أولاً (جين) و (مارتن) ثم أُصيب (روبرت) |
Oğluma babasının vurulduğunu nasıl söyleyeceğim? | Open Subtitles | كيف أقول لأبني أن اباه قد أُصيب بعيار ناري؟ |
yaralandığı sırada Jack'in asker arkadaşıymışlar. | Open Subtitles | كانوا في الجيش مع جاك ...يوم أُصيب قالوا أنه لم يكن هو |
Bu bıçak yüzünden kalp krizi geçirdi. | Open Subtitles | لقد أُصيب بأزمه قلبيه من جراء هذا السكين |
Olay sırasında beşinci şişe kırılmış ve takımdakilerden birine bulaşmış. | Open Subtitles | الخامسة تم تدميرها بواسطة أحد أفراد الفريق الذي أُصيب |