Soruma cevap almadan bir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | لَنْ أُغادر حتى أَحْصلُ على جوابِ لسؤالِي. |
Belki canın sıkılacak ama paramı almadan hiçbir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | حافظي على هذا ،ولكنّي لن أُغادر بدون أموالي أفهمتِ؟ |
- Bak, sensiz şuradan şuraya gitmem! | Open Subtitles | ! انصتي، لن أُغادر بدونكِ - ! يجب عليك ذلك - |
Kasabadan ayrılmadan önce eski günlerin hatırına uğramıştım. | Open Subtitles | أنا فقط أردت المرور من أجل الأيام الخوالي قبل أن أُغادر البلدة |
Buradan onsuz ayrılmayacağım. Onu nerede bulabilirim? | Open Subtitles | لنْ أُغادر هذا المكان من دونها أين يمكن إيجادها ؟ |
Sorularım cevaplandığına göre, ben gideyim. | Open Subtitles | والأن قد تمت الإجابة علي أسئلتي . سوف أُغادر |
"Bir yere gitmeyeceğime söz veriyorum" de. | Open Subtitles | قُل, أعدك أنني لن أُغادر |
Buraya kalem için geldim ve almadan gitmiyorum! | Open Subtitles | أتيت إلى هنا من أجل القلم... و لن أُغادر بدونه |
Bana vurana kadar gitmiyorum. | Open Subtitles | لن أُغادر المكان قبل أن تفعلى هذا. |
Ondan bir şey alana kadar gitmiyorum. | Open Subtitles | ولنْ أُغادر حتى أحصل على شيء منه |
gitmiyorum bu koduğumun evinden! | Open Subtitles | ! لن أُغادر هذا المنزل اللعيّن |
Sanırım buradan çekip gitmem için getirip verdi. | Open Subtitles | أظنّها أعطتني إيّاه فحسب لكي أُغادر |
- O panzehiri almadan bir yere gitmem. | Open Subtitles | لنْ أُغادر حتى أحصل على المضاد |
Majesteleri, gerçekten gitmem gerekiyor. Baküs perileri mahzun, aptal şeylerdir. | Open Subtitles | فخآمتك ، أحتاج حقآ أن أُغادر مخلوقات الـ (ميناند) أشياء حزينة سخيفـة |
Aslında ayrılmadan önce son yaptığım şey bu oldu. | Open Subtitles | كان هذا فى الواقع آخر شىء فعلته قبل أن أُغادر. |
Bu gece ayrılmadan önce katılmam gereken bir hayır etkinliği var. | Open Subtitles | هناك حفل خيرى يجب أن أحضره قبل أن أُغادر الليلة |
- Dinle, Nick, ayrılmadan önce bunu çalıştırmalıyım. | Open Subtitles | -إسمع ، (نك) ، يجب عليّ أن أُنهي هذا العمل قبل أن أُغادر |
Sanırım anlamadığınız şeylerden korktuğunuza şaşırmamalıyım, ancak buradan ayrılmayacağım. | Open Subtitles | -يُفترض ألاَّ أتعجب من كونك تخشى من شيء لا تفهمه ولكني لن أُغادر معك |
Senin yanından ayrılmayacağım. | Open Subtitles | لن أُغادر جانبك |
- Atlantis'ten ayrılmayacağım. | Open Subtitles | (لنْ أُغادر (أطلانطس |
Peki. Ben artık gideyim. | Open Subtitles | حسناً، سوف أُغادر الآن فحسب |
Bir yere gitmeyeceğime söz veriyorum. | Open Subtitles | أعدك أنني لن أُغادر |