Bu insanların bana yollayacakları kartpostalı hazırlarken gelebildikleri yaratıcı noktaları gösteren bir kart. | TED | هذه تقوم بعمل عظيم في عرض إبداعية الناس حين ينشئون ويرسلون بطاقة بريدية. |
Bu yüzden daha geleneksel şirketlerin hacker kültürünü ve getirdiği yaratıcı kaosu benimseyebilmeleri için zaman ve uyum gerekecek. | TED | وبالتالي فإن الشركات التقليدية، ستكون بحاجة للوقت كي تتكيف وتحتضن ثقافة المخترق وما تجلبه تلك الثقافة من فوضى إبداعية. |
Çünkü monotonluğu kaldırarak, bugünün problemlerine yaratıcı inovasyon çözümlerini oluşturmak, ancak alışılagelmiş yöntemleri zorlayarak mümkündür. | TED | لأنه بتحدي الطرق المعمول بها نتمكن من كسر الروتين الذي نعيش فيه و خلق حلول إبداعية لمشاكل اليوم. |
Son zamanlarda, birkaç kumarhane yaratıcı saldırıların kurbanı olmuştur. | TED | مؤخرًا، كانت الكثير من نوادي القمار ضحية لهجمات إبداعية. |
Yani benim asıl ilgilendiğim şey sorunlara yaratıcı çözümler bulmak. | TED | وبالتالي، اهتمامي الحقيقي يتمركز حول حل المشكلات بطريقة إبداعية |
Ve bilinçliyiz -- tecrübelerimizden öğreniyoruz ve yaratıcı çözümlerle geliyoruz. | TED | ونستفيد من تجاربنا و نأتي بحلول إبداعية. |
Ve bu Amy Ng, magazin editörü aynı zamanda ressam, girişimci, öğretmen ve yaratıcı bir yönetmen. | TED | وهذه آمي نج، محررة بمجلة تحولت إلى رسامة ورائدة أعمال، ومعلمة ومخرجة إبداعية. |
Bu hastalar bütün bir davranış çeşitliliği gösterdiler, hem mantıksal hem de yaratıcı. | TED | هؤلاء المرضى أظهروا مجالاً واسعاً من التصرفات، سواء منطقية كانت أو إبداعية. |
Diğer bir yandan, serebral korteks problem çözmeyi sağlıyor. Filler birçok yaratıcı şekilde bunu başarıyorlar. | TED | قشرة الدماغ، من ناحية أخرى، تمكن من مهارة حل المشاكل، التي تظهرها الفيلة بطرق إبداعية مختلفة. |
yaratıcı hoş ayrıntılarla bizi değişik davranmaya zorlar. | TED | الإغراء على التصرف بشكل مختلف مع لمسات إبداعية مبهجة |
Böylece "yaratıcı Projeler" dosyama tekrar göz gezdirdim ve Malta Şahini'ne rastladım. | TED | ولذا رجعت ونظرت في سجل "مشاريع إبداعية"، وحدث أن مررت بالصقر المالطي. |
Şehirlerde yaratıcı gruplar inşa et; daha çok ARGE parkları yarat, vesaire. | TED | يبنون مجموعات إبداعية في المدن يوجدون حدائق أكثر للبحوث و التطوير , و هكذا دواليك |
Her teknoloji, doğru işi aramak için bir çeşit yaratıcı güç. | TED | وهكذا، كل تكنولوجيا هي نوع من قوة إبداعية تبحث عن العمل المناسب. |
O kaçık, harika, delice parlak fikirleri bulurlar, bütün oda yaratıcı enerjiyle dolup taşar. | TED | ونحصل على تلك الأفكار الجنونية المبدعة وتصبح الغرفة مليئة بشحنة إبداعية |
Kendi casinolarını açmak oldukça yaratıcı bir şeydi. | Open Subtitles | بربّك، فتح كازينو خاصّ بهما فكرة إبداعية |
Tarihteki en şiddetli, en yaratıcı an. | Open Subtitles | الإنفجار الأكثر عنفاً والأكثر إبداعية في التاريخ |
Juan Antonio, resimleriyle çok yaratıcı bir döneme giriyordu. | Open Subtitles | خوان أنطونيو كان يمر بفترة إبداعية من خلال لوحاته |
Senin yaratıcı bir bakış getireceğini ummuştum. | Open Subtitles | ظننت فقط أنّك قد تكون لديك إضافات إبداعية. |
Aslında sizin gibi özgün dimağlardan biraz daha olgunca bir şeyler beklerdim. Biraz daha yaratıcı aynı zamanda. | Open Subtitles | لقد توقعت من عقول مثلكم أن تكون أكثر بلوغاً وأكثر إبداعية |
Böyle devam et, 1980'e kalmaz kreatif direktörü olursun. | Open Subtitles | واصلي الأداء وستكونين مديرة إبداعية بحلول 1980. |
Burada büyük bir Yaratıcılık krizi baş gösterdi ve biz de seni oyuna bu yüzden aldık sanıyorsun. | Open Subtitles | ظننت أنه ستكون هناك أزمة إبداعية كبيرة وسنناديك من دكة البدلاء، |