Şu 168$ ve Yeğenin sayesinde bir aylık malzemem çıktı. | Open Subtitles | بفضل الـ168 دولار و إبنة أختك أنا مليء بالمواضيع للشهر المقبل |
Yeğenin itibarını hiç mi düşünmüyorsun? | Open Subtitles | ألا تهتم بسمعة إبنة أختك الكبيرة ؟ |
Yeğenin kör olsaydı ki öyledir demiyorum Tanrı bunu söyletmesin yeğenim kör olsaydı kız kardeşimin kaşıkları saklaması gerekmezdi. | Open Subtitles | إن كانت إبنة أختك عمياء ولنأقولبأنهكان كذلك... الربيُحرمهذا... إنكانتإبنةأختىعمياء... |
İlk öğrendiğim, Paris'teki klinikten gelen bir telgraf vardı "Yeğeniniz aklını kaçırdı. | Open Subtitles | لقد عرفت بذلك لأول مرة ،حين جاءنى تلغراف من هذه العيادة فى باريس " إن إبنة أختك قد ذهب "عقلها ،ماذا نفعل ؟ |
- Onunla Yeğeniniz arasında bir şeyler oldu mu? | Open Subtitles | -هل يوجد شيء ما بينه وبين إبنة أختك ؟ |
Çok üzüldüm ama kasap, Yeğenini ele geçirdiyse çoktan ölmüştür. | Open Subtitles | ولكن إن كانت إبنة أختك مع الجزارة فماتت منذ زمنٍ طويل |
Yeğeninizin erken bunamadan muzdarip olduğunu söylüyorsunuz. | Open Subtitles | إنك تقولين أن إبنة أختك تعانى من الخرف المبتسر |
Yeğenin için geIdi. | Open Subtitles | لقد جاء من أجل إبنة أختك |
Bu da Yeğenin, benim kızım. | Open Subtitles | تتذكر "شانتيل" هذه إبنة أختك, إبنتي" |
Önemli değil, Stephen. O senin Yeğenin. | Open Subtitles | (لا يهم, (ستيفن كانت إبنة أختك |
- Zavallı Yeğenin nasıl idare ediyor? | Open Subtitles | -هل إبنة أختك المسكينة بخير؟ |
Yeğenin. | Open Subtitles | . إبنة أختك |
Yeğenin. | Open Subtitles | . إبنة أختك |
Bay Dalrymple, Yeğeniniz hatta. | Open Subtitles | سيد (دالريمبيل)، إبنة أختك على الهاتف |
Yeğenini kaçırdın ve suçu siyah bir adamın üzerine yıktın. | Open Subtitles | أخذت إبنة أختك وسلمتها للرجل الأسود |
- Yeğenini görmeye mi gittin? | Open Subtitles | مررت على إبنة أختك ؟ |
Az önce, "Yeğenini yedim", dedin. | Open Subtitles | لقد قلت "أكلت إبنة أختك" |
Yeğeninizin olası bir tehlike altında olduğunu düşünmediniz? | Open Subtitles | إذن أنتى لا تعتقدين أن إبنة أختك كانت تواجة الخطر مباشرة ؟ |