Annem ilk çocuğu, tek oğlu hakkındaki gerçeği öğrenince yıkılacak. | Open Subtitles | ستصاب أمي بصدمة, عندماً تكتشف حقيقة إبنها الوحيد, مولودها الأول |
Aradığımız onun oğlu, hayatında bir sineği bile incitmemiş bir oğlan. | Open Subtitles | من نبحث عنه يكون إبنها شاب لم يؤذي حشرة في حياته |
Benim oğlunun hayatını mahfeden aptal bir sarışın olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | هيا تظنني الشقراء الغبية الكبيرة التي تحاول تخريب حياة إبنها |
oğlunun koşmasına izin vermeyen annelerden olma gibi bir niyetim yok. | Open Subtitles | تلك الأم التي تخبر إبنها أنه لن ينضمّ لفريق ألعاب القوى |
Tapınakdaki o kadın bana oğlunu ayarladı ve korkunç biri. | Open Subtitles | هذه المرأة من المعبد جعلتني اخرج من إبنها وهو فظيع |
Ben CIA çalışanı değilim. Ben oğlunu arayan bir anneyim. | Open Subtitles | أنا لست من المخابرات المركزية أنا أم تبحث عن إبنها |
oğluna, şu anda panik ataklarla boğuşan, ona en çok ihtiyacı olan yoksa oğlunu açıkça bertaraf etmeye çalışan şu yeni adama mı inanacak? | Open Subtitles | إبنها الذي يحتاجها الان أكثر من قبل بعد محاربته للقلق والفزع أم هذا الرجل الجديد الذي يريد أن يبعد إبنها عن الصورة؟ |
38 yaşında. 5 yaşındaki oğlu Adam 3 sene önce ölmüş. | Open Subtitles | عمرها 38 عاما,إبنها ذو الخمس أعوام آدم مات قبل 3 اعوام |
Kocası geçen sene ölünce 10 yaşındaki oğlu Malcolm ile kalmış. | Open Subtitles | توفي زوجها السنة الماضية و تركها مع إبنها مالكوم بعمر العاشرة |
Düşünsenize, kendi oğlu ve gerçekten kim olduğuyla alakalı hiçbir fikri yok. | Open Subtitles | .. تخيلوا ، إنه إبنها و لا تعلم حقاً من كان هو |
Düşünsenize, kendi oğlu ve gerçekten kim olduğuyla alakalı hiçbir fikri yok. | Open Subtitles | .. تخيلوا ، إنه إبنها و لا تعلم حقاً من كان هو |
Anlaşılan oğlu onu lime lime edip salonda kanlar içinde ölüme terk etmiş. | Open Subtitles | على ما يبدو أن إبنها قام بتمزيقها و تركها تنزف في غرفة المعيشة |
Canı istediği zaman oğlunun evine gelmek bir annenin en doğal hakkıdır. | Open Subtitles | إنه من حــق الأم أن تمـرّ على إبنها الوحيــد إذا شعـرت مثلـه. |
Ama endişelenmekten hasta oluyordu. oğlunun kaçırılmasından, çocuk asker yapılmasından endişe ediyordu. Kızlarının tecavüze uğramasından korkuyordu. Yaşamları için endişeliydi. | TED | لكنها كانت دائمة القلق. كانت تخاف أن يُخطف إبنها و يأخذ كجندي صغير. كانت تخاف أن تغتصب بناتها. كانت تخاف على حياتهم. |
Bütün hayatını oğlunun üzerine kuran güzel, özverili, düşünceli bir kadın. | Open Subtitles | امرأة جميلة ، غير أنانية و طيبة القلب التي بنت حياتها بأكملها حول إبنها |
Ben CIA çalışanı değilim. Ben oğlunu arayan bir anneyim. | Open Subtitles | أنا لست من المخابرات المركزية أنا أم تبحث عن إبنها |
Eline geçen her fırsatta kendi oğlunu terk etmeyi denermiş. | Open Subtitles | لقد حاولت التخلص من إبنها في كلّ فرصة تسنحُ لها. |
Hadi gel de hizmetçi oğlunu getirmiş mi diye bir bakalım. | Open Subtitles | لا أستطيع الإنتظار هيا , لنذهب لنرى إذا الخادمة جلبت إبنها |
Ve onun oğluna kendini yakın olduğunu hissettirme. Açıkçası öylesin. | Open Subtitles | ولا تلمحي لكونك قريبةً من إبنها كما أنتِ عليه. |
Onu tutuklayalım ama oğluyla konuşturmayalım, olur mu? | Open Subtitles | هذا ما أريد فعله , أريد حجزها وعدم التحدث مع إبنها |
- Bu şey geçen gece o kadını, oğlundan ayırmak için evin dışına çıkararak tuzağa düşürdü. | Open Subtitles | ذلك الشيء أغرى المرأة بالخروج من بيتها.. ليفرّقها عن إبنها. |
Ve bu dünyada çocuğu annesinden uzak tutabilecek bir yasa yok. | Open Subtitles | و لا يوجد قاضي في هذا العالم يمنع أم من إبنها |
Bithiah Nil'den bir kölenin çocuğunu çıkardı, ona oğlum ve Mısır Prensi dedi, gerçeğe ve boş bir rahmin acısına gözlerini kapattı. | Open Subtitles | بيثيا إلتقطت طفلا من العبيد من النيل إدعت أنه إبنها و أمير مصر أعمت نفسها عن الحقيقه و ألم الولاده فى رحم خالى |
Ben onun oğluyum ve sorun var diyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنا إبنها و أقول أن هذا ليس مناسب |
çocuğunun ölümünden ötürü bir kimya firmasını mahkum ettirdi. | Open Subtitles | لقد ربحت دعوى قضائية ضد شركة كيميائية قتلت إبنها |
Kadının son isteği evladını görmek. Yapma! | Open Subtitles | هذه أمنيتها الأخيرة إنها تريد رؤية إبنها |